23 Haziran 2008

Beni hatırladın mı?

En son 1984 Avrupa Şampiyonasında yarı final görmüştü İspanyollar. O yıl yarı finalde penaltılarla Danimarka'yı elemiş finalde Platinili Fransa'ya 2-0 mağlup olmuşlardı. Yıllar süren kupa hasretlerini dindirebilmek için çok büyük bir fırsat var artık ellerinde. Her turnuvaya favori başlayıp her seferinde hayal kırıklığına uğramak çok kötü bir duygu olsa gerek. Yarı finaldeki rakipleri Rusya'da grup maçında 4-1 yenildikleri maçın rövanşını almak için ellerini ovuşturmaya başladılar bile. Arshavinsiz oynadıkları maçta pek varlık gösterememişlerdi. İki takım adına farklı nedenlerden dolayı ortaya çıkan bu açlık maçın kıran kırana geçeceğinin de bir göstergesi.

İspanya-İtalya maçı kapanan İtalyanlara teknik İspanyolların gol atma çabası ve İtalyanların kontra atak girişimleri ile geçti kısaca. Ciddi pozisyonlar da yok değil. Özellikle Senna'nın füzesini Buffon'un elinden kaçırması maçın pozisyonu olabilir. "İtalyan balı" olmasa belki de turnuvadaki ikinci Cech olayına şahit olacaktık. Aragones Barcelona bazlı iki orta saha oyuncusunu da aynı anda oyundan aldı, Fabregas ve Cazorla ile yaptığı tazeleme hamlesi meyvelerini verdi ama golü bir türlü bulamadılar. Torres'i oyundan almak alışkanlık haline gelmiş Aragones için. Birşey yapmam gerek ama ne yapsam bilemedim diye düşündüğü anda ilk yaptığı hareket Torres'i oyundan almak. Açıkçası Torres de çok etkili bir maç çıkar(a)madı ama ne zaman ne yapacağı belli olan bir insan evladı da kesinlikle değil. Guiza da göğsü ile kontrol etmek yerine kucakladığı top dışında ondan fazlasını gerçekleştiremedi. İtalyanlar defans yapmayı bu maçla birlikte tekrar hatırladılar ama penaltı şansları bu sefer yardımcı olmadı. Çok eleştirilen ki Cannavaro-Nesta ile kıyaslandığında beş gömlek aşağıda kalan Chiellini-Panucci ikilisi bu maçı hatasız tamamlamayı başardılar. Girilen birkaç pozisyonu başta Toni olmak üzere yine cömertçe harcadılar. Toni'nin topu yükseltip Casillas'ı devre dışı bıraktığı, sonrasında Camoranesi'nin vuruşunun Casillas'ın ayak ucundan geri geldiği pozisyon İtalya adına maçın en ciddi pozisyonuydu. Di Natalie'nin yaptığı ortaya Grosso vurmaya hazırlanırken Toni'nin bir İspanyol savunma oyuncusu gibi müdahale ettiği top da hem komik hem de çok şanssız bir andı İtalyanlar için. Toni'nin Euro 2008 macerasını aşağıdaki fotoğraf özetliyor. Bu turnuvada resmen bir "Hakan Şükür sendromu" yaşadı. İnanılmaz sayıda pozisyona girdi ama hiçbirini gol yapmayı beceremedi.

Bu arada İspanyollar meşhur laneti de bozmuş oldular. Oyuncularını dinlendirmiş, grubunu 9 puanla lider tamamlamış, taraftar sayısı olarak üstün bir takım yarı finale yükselmiş oldu. Ayrıca üç şampiyon adayı barındıran ölüm grubundan yarı finale hiçbirinin kalamamış olması da şaşırtıcı.

Artık yarı finalleri bekliyoruz. Maçların çok zor geçeceğine şüphe yok. Oluşan tablo iki favori ve iki plase şeklinde. İki maçtan da plaselerin gelmesi biraz zor gibi görünüyor. Atacak kurşunu azalan Milli Takımımızın sürprizi gerçekleştiren taraf olması muhteşem olur, zor ama imkansız değil. Zaten "imkansız" diye bir kelime olmadığını da bu turnuva öğretmedi mi bizlere? "Impossible is nothing"miş, valla doğruymuş.

Bir mucize daha istesek çok mu olmuş oluruz? Gönül son iki tane daha istiyor ama biriyle yetinmek ya da olanla yetinmek gerekirse de çok üzüleceğimiz söylenemez.

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails