22 Eylül 2008

Ol(a)madı

Sahaya futbol adına birkaç pozisyon hariç hiçbirşey koyamadığımız maçta G.Saraya yenildik. Ne ilk ne son mağlubiyetimiz, ligin tamamını düşündüğümüzde çok da önemli değil ama oynayamadığımız futbol, futbolcularımızın ruhsuzluğu, beceriksizliği bizleri asıl kahreden.
Maç boyunca yaptığımız pas sayısı 163, G.Saray’ın ise 470, topa sahip olma %30’a karşılık %70. Topu ileri taşıyacak, ileride tutacak adam yok anladık, oynatmamayı da beceremiyoruz. Geçen hafta Antalya’yı bu hafta Gaziantep’i gördük. Sert, ısıran, hırslı futbol oynadılar, bizim takımımıza baktığımızda ise hem orta sahada hem defansta sadece refakatçi futbolcular görüyoruz. Gerçekler çok acı, bu gidiş hiç iyi değil, gereken önlemlerin alınacağına inanmakla birlikte küçük de olsa bir umutsuzluğa kapıldığımı söylemeliyim. Takımımız yeni kuruldu, uyum sorunu var, üstüne bir de çok kötü bir fikstür ile başladık ama işlerin gelecekte düzeleceğine dair bir ışık, bir emare görmek maalesef şu an için mümkün değil. Yapılan paslar, topla oynama bir yana, G.Saray da futbol falan oynamadı bana göre, duran topları iyi değerlendirebilen, forvet oyuncusuna iyi ara paslar atabilen, top rakipteyken en azından rahat top kullanmasını engelleyebilecek herhangi bir takım bugün çok rahat galip gelebilirdi ama maalesef bu saydıklarımın hiçbirini bugün Körfezimizden göremedik, oyuncularla ilgili tek tek yorum yapmanın da gerekli olduğunu düşünmüyorum, takım olarak çok kötüydük.
Üstüne bir de ligin kaşar hakemlerinden Selçuk Dereli devreye girince maç iyice zıvanadan çıktı. Tam golü bulmuş kontralarla ikinciyi kovalarken “maçın kırılma anı” derler ya Serdar’a Nonda’dan havada iken bir şarj, dönen topta oluşan bir karambol ve devreye beraberlikle girmemize neden olan bir gol maçın gidişatını tamamen değiştirdi. Engin hoca maç sonu açıklamasında hakemi suçlamakta bir parça haklı olsa da geçmiş yıllarda yaptığımız gibi hakemi de yenmemiz gerekirdi ki zaten bizim kaderimiz bu, 100 yıldır devam eden oyunlara bir halka daha eklenmiş oldu sadece. Bülent Korkmaz, Engin İpekoğlu gibi isimler bizim neler çektiğimizi, nelere katlandığımızı yeni anlıyorlar o da ayrı bir konu.
Takımın çok kötü olduğunu söylüyorum, Engin hocanın bu işi hem taktik hem motivasyon anlamında layığıyla yerine getiremediği söylemlerinde de haklılık payı yok değil, yönetimin de yapılan onca transferde elle tutulur iki adam bile almamış olması da eleştiriye açık ama Körfezimizi acımasızca, objektiflikten uzak, pozitif bir öneri sunmadan eleştirenlerin tarafında da hala ve ısrarla kesinlikle değilim. Benim tarafım sevinmek için sevmedik tarafı, 4-1 yenik durumdayken seviyorum işte var mı diyeceğin diyenlerin tarafı, ben bu takımı Bank Asya’da iken de can-ı gönülden destekledim, Amatör Lig’e düşse yine de desteklerim. Tabii ki hepimiz başarı istiyoruz hele de bir İstanbul takımına iç sahada böyle bir mağlubiyet alınmış olması kahredici ama yönetime aday olmadığım sürece de hariçten gazel okumanın doğru olmadığını düşünüyorum. Yanlışlar vardır ve söylenir, onun dışında herşey olması gerektiği gibi gelişir zaten, Markopaşaspor’dan bahsetmiyoruz, bu takımın dinamikleri kendi kendine yeter de artar bile.
Önümüzdeki hafta İsmet Paşa’da Bursaspor ile oynayacağız. 9 puanları var ve Sivasspor maçının da Sivasspor’un yaptığı bir kural hatasından dolayı Bursaspor lehine tescil edileceği söyleniyor, muhtemelen 4/4 yapmış 12 puanlı bir takım olarak gelecekler. Bu maç artık dönüm maçı olmalı, bugünden itibaren bir fikstür dezavantajından söz etmemiz de mümkün değil, umut ve dilekler kaldı sadece elimizde, bütün güzel duygularımız Körfezimizle…

2 yorum:

Anelka dedi ki...

görüntü itibariyle şehrimizin takımını bir sezondan öte göremeyeceğiz galiba süper ligde...

Robaggio dedi ki...

geçtiğimiz yıl da aynı başkanla kötü başlayıp iyi bitirmiştik dolayısıyla toparlayacak potansiyelimiz var ama doğru hamleler yapılması şartıyla tabi..
neler olup biteceğini göreceğiz, umarım öyle olmaz :(

Related Posts with Thumbnails