25 Eylül 2008

Sudan Çıkmış Rus Balığı


İngiltere’de 2004 yılından beri Carling Cup olarak anılan eskinin Lig Kupası’nın ilk maçları oynandı. Bu yıla hayal kırıklığı ile başlayan takımlardan biri olan Tottenham sezonun ilk İngiltere galibiyetini kupada almayı başardı, şanslılardı ki karşılarında yine sezonun enkaz takımlarından biri olan Newcastle vardı. 2-1 kazandıkları maçta gollerden biri yeni transfer Pavlyuchenko’dan geldi. Kaybettiklerinin yerini doldurma çabası içindeler ama giden adamlar Berbatov, Robbie Keane gibi isimler olunca yerini doldurmak çok kolay olmuyor. Yine de son şampiyon kupa bizim işimiz diyerek güzel bir başlangıç yapmayı bildi. Juande Ramos yeni transferleri ile yeni bir takım yapısı oluşturma gayreti içinde. Giden oyuncular çok kaliteli isimler ama gelenler de yabana atılır gibi değil. Blackburn’den Bentley, çakma Cruyff Modric, Manchester City’den Corluka, PSV’den kedi Gomes, Barça’dan Dos Santos ve son olarak Spartak Moskova’dan Pavlyuchenko gelenlerden bazıları. Sevilla’da görev yaptığı iki sezona iki UEFA bir de Süper Kupa sığdıran Ramos’un elinde gereken herşey var gibi görünüyor, helva yapmayı da bilen bir hoca ama çok sevdiğimiz tespit “uyum” sorununu henüz aşabilmiş değiller. Yine de EPL’de 5 maçta 2 puan ile sonuncu sırada olacak kadar kötü olmaları şaşırtıcı.
Uyum sorunundan bahsetmişken konu ile ilgili en çarpıcı örneğin Pavlyuchenko olduğunu belirtmemiz gerek. Tuncay’ın Middlesbrough’ya ilk transfer olduğu dönemde nasıl bocaladığını hatırlıyoruz. EPL’ye Futbolun NBA’yi yakıştırması yapılması sadece kaliteli bir lig olmasından dolayı değil, aynı zamanda maçların hafta içine yayılmış olması ve bu yoğun maç trafiğine rağmen uygulanan ciddi antrenman sisteminden kaynaklanıyor. Hal böyle olunca özellikle Türkiye, Rusya, Belçika, Hırvatistan gibi nispeten daha kalitesiz liglerden EPL’ye giden oyuncular sudan çıkmış balığa dönüyorlar. İngiltere’nin puslu havası, soldan akan trafiği, suratsız insanları ve farklı stadyum yapısını da hesaba katınca yaşadıkları kültür şoku katlanması zor bir durum haline geliyor. Pavlyuchenko İngiltere’ye transfer olduktan sonra yaşadıkları ile ilgili bir açıklama yapmış. Bu tip bir futbolcunun halet-i ruhiyesini kendi ağzından duyunca hak vermemek mümkün değil. O kadar para alıyorlar kardeşim, katlanacaklar tabii ki düşüncesi de haksız değil ama bazen onların da insan olduğunu unutmamak gerek. Bunları söylerken Ronaldo’nun köle yakıştırmasını haklı buluyor değilim tabii ki, ben bu adamın futbolunu ne kadar beğeniyorsam karakterinden de bir o kadar nefret ediyorum, büyüyünce düzelir umarım, daha ne kadar büyüyecekse artık.

“İngiltere’de farklı bir antrenman sistemi var. Şu anda maçlar Çarşamba, Pazar, Çarşamba, Cumartesi günleri oynanıyor. Antrenman olarak ise maçta oynayanlar dinleniyor, oynamayanlar topla hafif antrenman yapıyorlar fakat maç aralarında bir hafta boşluk olduğunda antrenmanlar çok ciddi geçiyor. Yeni gelmiş birisi olarak çok zor baş ediyorum. Saatime bakıyorum, antrenman en az iki saat sürüyor, bunun ardından da yarım saat spor salonu, toplam 2,5 saat, buna inanabiliyor musunuz? Yemin ederim ben hayatımda böyle bir antrenman yapmadım. Bazen ağırlık çalışmasında dayanamıyorum ve antrenörüme dönüp “Bunu yapamayacağım” diyorum. Şoktayım! Bu iş nasıl yürüyor? Daha kolay bir yolu olmalı.”

R.Pavlyuchenko

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails