06 Ekim 2008

Bedava Yaşıyoruz



15 askerimizi daha şehit verdik. 9 günlük tatilde trafik katliamının sayısal değeri 146 ölü, 649 yaralı. Gidenlerden tanıdığı olmayan bizler için bugün okuyup yarın unutup, ertesi gün yenilerini göreceğimiz birer sayısal istatistikten ibaret hepsi. Türkiye burası, Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülke, kelle hesabı sayıldığında da en büyük nüfuslardan birisi. Bu umursamazlık insan sayısının çokluğundan mı kaynaklanıyor acaba diye düşünüyorum bazen. Nedenler, çözümler alır başını gider, ayrıntısına da aklım ermez. Sadece bu yazıyı okuyabilen herkesin aslında farkında olmadan ne kadar şanslı insanlar olduklarına dikkat çekmek istedim. Laf olsun diye değil.
Anne karnında gelişme sürecimizde ölmemişiz, hiçbirimizin annesi tamamen kimyasal madde kaynaklı bir besin yememiş, sahte kolonya koklamamış, doktor bizi öldürecek kadar yanlış bir ilaç yazmamış...
Doğmuşuz, hastanede ölmemişiz, bizim bulunduğumuz hastanelerde klimalar fazla açık kalmamış, mikroplar bizi bulmamış, prematüre değilmişiz, öyleysek de yırtmışız...
Onca okula gitmişiz, ömrümüz yollarda geçmiş, trafik kazası geçirip ölmemişiz, bana bir kamyonet çarpmıştı ilkokulda iken ama beceremedi, sarhoşun birine denk gelmemişiz, karşı şeritten hatalı sollama yapan dengesizin biri bizi bulmamış, şarampole uçmakta olan bir araç bizi de sürüyüp götürmemiş...
Bir kısmımız askere gitmiş, sağ dönmüş...
Deprem olmuş, bizim binamızı yapan müteahhit Veli Göçer değilmiş, bizim bina göçmemiş, göçtüyse de çıkmışız, artçılar olmuş kafamıza kiremit düşmemiş, üç parça eşya kurtarayım diye girdiğimiz ev çökmemiş...
Tuzla Tersanesi'nde çalışmıyormuşuz, çalışıyorsak da bize NASA Deneme Maymunu muamelesi yapılmamış, yeni birşey yaptık binin bakalım tartacak mı denmemiş...
Bir rakı keyfim var deyip de sahte rakıyı bulmamışız, aldığımız balıklar ölüp karaya vuranlar değilmiş, İzmir'de arsenikli, Ankara'da Kızılırmak suyu içmişiz ama bizi henüz öldürecek kadar etkilememiş...
Bindiğimiz vapur batmamış, bizim vapurlarda kamyonlar, otobüsler dengeli yerleştirilmiş, hızlı trenin kobayı biz olmamışız, bindiğimiz uçakların bakımları zamanında yapılmış, görüyoruz ki %100 güvenli bir ulaşım aracımız mevcut değil, bir gün ışınlanma gerçek olduğunda eminim ona da bir kulp buluruz, dünyalar arası ışınlama yaparız, en iyi ihtimalle Cem Yılmaz'ın dediği gibi Osman sigarasından bir nefes alır "Işınlayamam, makine soğuk, ışınla mı doğdun?" der...
Saymakla bitmez, sözün özü şanslıyız ama fazla da sevinmeyelim, saydıklarım neredeyse 27 yıldır aynı muhtemelen önümüzdeki 27 yıl da aynı olacak, her birimiz her an bir istatistiki veri olabiliriz...
Çok mu karamsar oldu? Neyse toparlarız...Ölmezsek...

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails