08 Kasım 2008

Oysa Herşey Ne Güzel Başlamıştı


At arabası balkabağına ve atlar farelere dönüşmeden önce herşey ne kadar güzeldi. Gecenin yıldızları yeşil-siyah formalılar olacak gibi görünüyordu. Bu maça kadar ne izlediğimizi çok iyi hatırladığımız için izlediğimiz takımın Körfezimiz olduğuna inanmakta zorlandık. Taner attığı golün ardından üçüne de koydum hareketi ile kamerayı selamladıktan sonra Semavi'nin müthiş deparını bir asist ile ödüllendiriyordu. Orta sahada yoğun bir pres, top kapıldığında yapılan üst üste paslar hatta Kemal'in bu yıl belki de ilk defa bir oyuncu çalımlayıp ara pası atması umutlanmamız için yeterliydi. Bir takımın bu kadar değişebilmesi için klasik hikayedeki gibi bir peri dokunuşuna ihtiyacı vardı. Bu peri kim olabilir diye sorduk birbirimize. Turgay Biçer? Yılmaz Vural? Serhan Gürkan (yok, mümkün değil), Sırpların kaçması? Bir yandan bu düşüncelerle şaşkın bir mutluluk içinde iken bir yandan da acı gerçek beynimizi yemeye başlamıştı. Futbol sürprizlere açık bir oyun olsa da sürprizi gerçekleştirebilmek için biraz teknik ve taktik daha önemlisi üstün bir fizik gücü gerekiyor. Teknik yok değil, taktik elden geldiğince uygulanıyor ama en zayıf halka fizik gücünün 25 dakikalık atıma müsaade ediyor olması aklımızdaki bütün güzel düşüncelerin üstüne siyah bir örtü seriyordu. Skor 0-2 olduğunda babamı arayıp ne oluyor yahu, işe bak demiş olmam bir yandan da helvadan hallice defans anlayışımız yüzünden 4 ya da 5 tane yememiz muhtemeldir diye düşünmemi engellemiyordu. Fırat Aydınus'un faul olmayan pozisyonda faulu çalmış olması tehlike sinyallerinin gelmeye başladığının habercisiydi. Beşiktaş, İnönü, Aydınus Bermuda Şeytan Üçgeninden çıkmak atılan 2 gole rağmen hiç kolay olmayacaktı, öyle de oldu. Delgado'nun kestiği topu izlemekle yetinen savunma oyuncuları, daha önemlisi "Milli" kaleci Serdar yüzünden hayallerimizdeki çatırtıları hissetmeye başladık. Holosko'nun bir savunma hatası ile durumu 2-2 yapması, zaten artık herhangi bir beklentimiz kalmayan takımımız için saatin gece 12'yi gösterdiğini ve hikayenin sonunun geldiğini gösteriyordu. Maçın bu skorla bitmeyeceğini tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Yine de taraftar psikolojisi ile kontra-atak diye birşey var kardeşim, bize de bir gün belki bugün kader güler, güler inşallah düşüncelerimiz içinde ikinci yarı başladı. Maça giden kuzenlerden gidişatın canlı yorumlarını alırken Delgado Hamza ile karşı karşıya kaldı. Geçtiğimiz yıla menejer olarak başlayıp hoca sıfatını alan, takıma kazandırdığı oyuncular sayesinde büyük bir sevgi ve saygı kazanmış ama futbol anlayışı yüzünden afaroz edilmiş Kayhan Çubuklu'nun Suadiyespor'dan keşfi Hamza futbol zekasının iyi niyeti ve enerjisi kadar yüksek olmadığını bizlere kanıtladı. Daha önce birçok kez bu tip goller atmış, onlarca kez deneyip tehlike yaratmış Delgado penaltı tadındaki vuruşu ile örümceği aldı. Onun topu sağ ayağına almasına izin veren Hamza dondu kaldı ve hayallerimiz birkez daha suya düştü, gerisini anlatmaya gerek yok. The End.
Yılmaz Hoca haksız yere aldığı 3+4 maçlık cezasını çekerken yapmakta çok geç kaldığı oyuncu değişiklikleri ile maç konsantrasyonunu da kulübede unuttuğunu belli etti. Kulübe muhitinde kendimi yerden yere vurmadan hocalık yapamam mantığı 3 maçta atılan 3 gole karşılık yediğimiz 10 gol olarak geri döndü. Sakat oyuncuların yanı sıra sırra kadem basan Sırplar yüzünden kadro derinliği iyice kaybolmuştu. Zaten tamamen yanlış yönetilen transfer politikası ile sıkıntı yaşayan takım kadrosu bu maç için ne kaa ekmek o kaa köfte tadından öteye geçemedi. Kaşarımsı isimlerin başını çeken Murat Hacıoğlu'nun maçtan sonra Delgado'dan forma dilenmesi, Fenerbahçe maçında aynı hareketi yapan Serdar Kulbilge'yi hatırlattı ve itina ile duble anma töreni yapıldı.
Bundan sonra ne olur bilemeyiz. Bu fizik gücü ile Süper Lig'de tutunmak mucize ama futbolcuların %90'ı ve yönetimin %100'ünden nefret ediyor olsak da adı için, renkleri için, geçmişi için Körfez'i desteklemek durumundayız.
Denizlispor maçında da tribündeyiz, avazımız çıktığı kadar bağıracağız.
Ne güzel söylemiş Baki;
"Avâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal
Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş"

2 yorum:

Dobrowski dedi ki...

of of. gerçekleri okumak ne kadar acı

Robaggio dedi ki...

sorma Gökmen..
neyse moralimiz düzeldi biraz en azından..

Related Posts with Thumbnails