08 Aralık 2008

Bile Bile Lades


Hep aynı terane. Taner'in gol attığı maçları itina ile vermeyi başarıyoruz. 6 golü var, penaltıdan attığı gol Ankaragücü maçında skoru 1-1 yapmış, maç da öyle bitmişti. Konyaspor maçındaki golü de skor perçinlemesi işlevi görmüştü. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve son Trabzonspor maçında attığı ilk goller bizi kısa süreliğine havaya sıçratmaktan başka bir işe yaramadı. Bana sorarsanız takımdan keyif almak için sinekten yağ çıkarmamız gereken bu günlerde bu da güzel bir olay ama skoru korumaktan bu kadar aciz olmamız da bir o kadar kötü.
Maça beklemediğimiz kadar iyi başladık. Kılıç'a top ilk geldiğinde yanılmıyorsam dakika 8-9 civarıydı. Bu arada soğumuş olacak ki kalemizde gördüğümüz ilk birkaç pozisyondan birinde fena saçmaladı ama kaleyi boşaltmış geri koşarken Serkan'ın şutunu ayakları ile çıkarıp kendisini affettirdi. Alıştığımız senaryonun giriş bölümünü belirttiğim üzere yine Taner yazdı. Golden sonra da kopyalanmış gibi maçın seyri yine aleyhimize döndü. Önde olmanın getirdiği psikoloji ile geri çekildik ve Trabzonspor da her güçlü rakibin yaptığı gibi üstümüze çullandı. Özgür ve Tolga uyumlu bir oyun sergilemiş olsalar da çok tehlikeli pozisyonlar yaşadık ve çok daha ciddi pozisyonları önlemeyi ya da atlatmayı başarmış iken Umut tekmeliğine çarpıp 2 metre açılan topa ayağını koyup golü yapmayı bildi. Yediğimiz golden sonra Sylva'nın üstüne giden birkaç şut ve Taner'in bireysel yeteneği ile Song'u sırtına alıp götürmesi dışında çok etkili olamadık. İlk yarıda Song'un bel yağlarını itina ile eriten Taner maç boyu aynı hareketi yapma gayretine girdi ama pek tabi papaz her zaman pilav yemeyeceği için ikinci yarı pek başarılı olamadı. Yine de kanatlara yaptığı koşular, top tutmayı ve kullanmayı bilmesi, kaleyi gördüğünde yolladığı tehlikeli şutlar ile sezon başı Bank Asya golcüsü yorumları yapılan bir oyuncu için gayet iyi sayılabilecek bir performans sergiledi.
İkinci yarının Trabzonspor'un 2-1 öne geçtiği gole kadar olan bölümünü hatırlamak bile istemiyorum. Acemice hareketler, kanatlarda bırakılan boşluklar, yapılan anlamsız fauller, hücumdaki beceriksiz hareketler gibi sezon başı hastalıklarımız tekrar etti ve kaçınılmaz sonu her zaman olduğu gibi kendimiz hazırladık. Golden sonra daha önceki üç maçın da tecrübesi ile yatarak maç kazanılamayacağını idrak eden futbolcularımız hırslı bir görüntü sergilemiş olsalar da sonuca ulaşmak ciddi anlamda beceri isteyen bir iş olduğu için bir kez daha çuvalladılar. Trabzonspor'un kaçırdığı goller hem uygunluk hem sayı anlamında çok daha fazla olduğu için gol kaçırdık o yüzden böyle oldu demeyi doğru bulmuyorum. Yazılacak daha çok şey olabilir ama bu moralle de bu kadar.

Maçın kilit adamlarının bu ikili olduğu söylenebilir. Song-Taner, Tolga ise Gökhan ve Umut karşısında çok zor anlar yaşamış olsa da bugün onların yerinde başka isimler oynuyor olsaydı maçın gidişatı çok farklı olabilirdi. Tolga'nın ki biraz "eski takımına aslan kesilme" sendromuna benziyor. Umuyorum bu maçta istediği zaman daha iyi olabileceğini anlamıştır.

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails