16 Aralık 2008

Penaltıda Kaleci Psikolojisi

Sizden bir "Penaltı Kurtarma Rehberi" hazırlamanızı isteseler ne yazardınız? Yaygın mantık bir köşe belirleyip oraya Allah ne verdiyse uçmak yönünde. Yakın mesafeden vurulan boş bir şut, anlık bir olay (0.2-0.3 saniye) olduğu için oyuncunun vuracağı yönü beklemek muhtemelen başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Tabii söz konusu penaltı olunca atılan kadar atan da önemli. Kaleciye hiç bakmadan direk topa bakarak gelip belirlediği köşeye topu bırakan futbolcular olduğu gibi topa doğru hızla gelirken bir anda yavaşlayıp kalecinin atlayacağı yönü kestirdikten sonra vuruşunu ters tarafa yapan futbolcular da var (bu sınıfın en baba temsilcisi bence Gaizka Mendieta'dır). Bazıları da bu kek kaleci nasıl olsa köşeye hoplayıverir atayım ortaya, gitsinler santraya mantığıyla hareket ediyor. Aklıma gelen son sınıftaki futbolcular da bir köşeye dikkatlice bakıp kaleciyi topu o yöne doğru vuracaklarına inandırmaya çalışanlar, bu sınıftakilerin zaman zaman topu baktıkları köşeye yolladıkları da olabiliyor. Sonuç olarak futbolun, zaman ve skor durumuna göre en heyecanlı anlarından birine sahne olabilen bu atışın gol olması ya da olmaması biraz alın yazısı gibi görünüyor. 
Korkunun ecele faydası olmasa da "Ekonomik Psikoloji'nin Günlüğü" ekibinin İsrailli bilim adamları konu ile ilgili bir araştırma yapmışlar. Ekonomistlerin penaltı araştırma nedeni ise buradan yola çıkıp güncel ekonomik kriz ortamı ile ilgili öneriler sunmak. "Üst düzey kalecilerin hareket önyargıları:Penaltı atışı olayı" şeklinde çevirebileceğimiz raporlarında sundukları araştırma sonuçlarına göre analiz ettikleri 286 penaltı atışında kalecilerin %94'ü sağa ya da sola doğru atlamışlar. Vardıkları sonuca göre ise penaltıyı kurtarma şansı en fazla olan kaleciler kalenin ortasında duran kalecilermiş. Aşağıdaki grafikte sunulan veriler 286 vuruşun dağılımını gösteriyor. Dikey sütundaki sayılar vuruşu yapan oyuncuların yaptıkları tercihleri, yatay satırdaki sayılar ise kalecilerin tercih ettikleri yönü ifade ediyor. Yani left / left kesişmesinde gördüğümüz 54 sayısının anlamı vuruşu yapan oyuncu da kaleci de sol köşeyi tercih etmiş demek oluyor. Bu grafikte pozisyonun gol olup olmadığı ile ilgili bir bilgi yok. Yine aynı çalışmada belirttiğine göre penaltıların %80'i gol ile sonuçlanıyor.
Aşağıdaki grafikte ise zaman, ihtimal, daha önce yapılan vuruşlar gibi veriler ele alınarak matematiksel verilere dökülen kalecilerin penaltı kurtarma şansları tablosunu görüyoruz. Kaleci ters köşeye yatarsa ya da top köşeye vurulduğunda ortada beklerse doğal olarak topu kurtarma şansı yok. Çalışmanın kalecilere ortada durmalarını tavsiye etme nedeni ise tabloda %60 ile en yüksek kurtarma ihtimali olarak gördüğümüz oranda gizli çünkü yine tabloda görüldüğü üzere kaleci doğru köşeyi tercih etmiş olsa bile topu kurtarma şansı en iyi ihtimalle %29,6'da kalıyor oysa oyuncu atışı ortaya yapar, kaleci de ortada durursa bu oran %60 oluyor.
Yapılan vuruşların çoğunluğu sağa ve sola yapılıyor olsa da ortaya yapılan vuruşların oranı hiç azımsanacak gibi değil, %28,7. Bu durumda da eğer bilimsel verilere güvenirsek kalecilerin penaltı sırasında yapacakları en mantıklı tercih ortada öylece beklemek. Tabii bu çalışma bütün futbol dünyasınca duyulur kaleciler de uygulamaya kalkarsa ortada sap gibi dikilen bir sürü kaleci olacağı için kısa bir süreliğine atıcılara gün doğabilir. Mümkün değil ama "Niye köşeye atlamadın ulan!" sorusuna muhattap olan bir kalecinin vereceği "Benim kılavuzum bilimdir!" yanıtı muhtemelen bedavadan atacağı 30 tur ile sonuçlanacaktır.
Aynı çalışmada "Peki kaleciler için en mantıklı tercih sadece dikilmek ise neden boyuna bir köşeye uçuyorlar?" sorusu da yanıtlanmış ve yanıtı gayet basit; Çünkü olay psikolojik, hiçbirşey yapmıyormuş gibi görünmek istemiyorlar. Bir köşeyi tercih edip atladıklarında penaltı vuruşu gol olsa bile kendilerini görevlerini yapmış kabul ediyorlar aksi durumda ise yeterince çaba sarf etmemiş gibi görüneceklerini düşünüyorlar ki haklılar. Eski hocamız Engin İpekoğlu'nun kalecilik yaptığı dönemlerde penaltılardaki ruhsuzluğu (bkz. Bu da izleyici önyargısı, kaleci köşeye atlamazsa ruhsuzdur, o kadar!) bir çok kez dikkatimi çekmişti hatta hangi maçlar olduğunu hatırlayamasam da hatırladığım bir kaç milli maçta köşeye atlamadığı için "Bi tarafa atlasana ruhsuz herif! Atlamazsan nasıl tutacaksın? Kurtaran nasıl kurtarıyor?" şeklinde çemkirmişliğim de vardır.
Sonuçta bilimsel destekli olarak bile söyleyebileceğimiz nasip, kısmet bu işler kardeşim, top isterse oluyor, istemezse olmuyor. Kaleciliğin futbolun en nankör mevkisi olduğu da bu çalışma ile birlikte bir kez daha kanıtlanıyor.

6 yorum:

Turgay Keskin dedi ki...

Süper bir yazı olmuş, eline sağlık..

Gerçekten de kaleciler bir köşeye atlamadığında tepki görüyorlar.

Ama Totti'nin aşırtma penaltısını ortada durarak kurtarmıştı kaleci, kimi zaman işe yarıyor yani..

Robaggio dedi ki...

teşekkürler..
kaleciler arada sırada da olsa bu cesareti gösterebilseler bu şekilde kurtarılan penaltı sayısı artar mutlaka ama alışkanlık biraz da galiba atlayayım gitsin diyorlar..
aslında en iyisini Hami yapıyordu, yazıda aklıma gelmemiş, abanacaksın 11 metreden kaleci artık ne yaparsa yapsın :)

Unknown dedi ki...

Penaltıyı atan oyuncunun denge ayağı nereyi gösteriyorsa orayı tutacaksın, 2006 finalinde denge ayağı belli olmasın diye Zizou neler yaptıydı peh!

Şen Şef dedi ki...

Bir de pek muhteşem Stefan Zweig abinin "Kalecinin penaltı anındaki psikolojisi" diye futbolla alakalı olmayan ama bu durumla paralellikler taşıyan hadiselerden demet sunduğu çok tatlı bir kitabı vardır. Tavsiye olunur :)

Diego dedi ki...

gercekten super bir yazi
benimde rastgele atlamaktansa topa bakarak kurtarmaya calismak kaleciler icin daha mantikli ve faydalidir tezi mi destekler nitelikte :) yapilan bilimsel calismalar isiginda

turhanatakan dedi ki...

engin ipekoğlu, işin ilginci, hangi maç olduğunu hatırlamıyorum ama sakaryaspordayken bir maçta kurtardığı penaltıyla gündeme oturmuştu.

Related Posts with Thumbnails