26 Ocak 2009

Çapayı Aldık, Hareket Zamanı



İlk yarıdaki kadrosundan 7 oyuncu gitmiş, yerlerine 11 oyuncu gelmiş, ilk yarıda 2 teknik adam eskitmiş, ikinci yarıya yeni bir teknik adamla başlamış, borç batağında yüzen, futbolcularına alacaklarını ödeyemeyen ama yine de ligde kalmak için çabalayan bir takım. Bütün bu olumsuzluklara rağmen alınan skor çok değerli, üstelik yendiğimiz takım dipteki rakiplerimizden biri. Bu galibiyetin ivmesi bizi ligde bırakır mı?
Onu da ben bilmem, futbol bilir.

Hayatımda ilk defa bir Kocaelispor maçına kelimenin tam anlamıyla nötr gittim. Rakibi az çok biliyoruz. Hacettepe sıralamanın sonlarında olsa da Sivasspor karşısında olduğu gibi zaman zaman iyi maçlar çıkarabilecek potansiyele sahip bir takım, hocası Erdoğan Arıca da yabana atılacak bir isim değil. Üstelik devre arası hazırlık maçlarında da hiç fena sonuçlar almadılar. Dolayısıyla her ne kadar gönlüm başka bir sonuca el vermiyor olsa da bu maçı kesin kazanırız diyemiyordum. Bizim de ne yapacağımız, nasıl oynayacağımız, en önemlisi kimlerle oynayacağımız belli değildi. Yine bir dolu transfer, üstelik neredeyse hiçbirinin adını daha önce duymamıştım. Tek umudum yenilerin iyi çıkma ihtimaliydi ve umudum boşa çıkmadı. Yerli oyuncular hadi neyse de yabancı transferler neye göre yapıldı, nereden izlendi ya da her zamanki gibi kim tavsiye etti? Ondan da haberim yok ama her nasıl olduysa yönetim Süper Lig'e çıktığımız günden beri ilk defa doğru bir iş yapmış. Gelen oyuncular en azından kendilerini Messi zanneden 10 yıl öncesinin ruhsuz ex-yıldızları değiller. Besbelli ki bir amaçları var, kendilerini gösterme çabaları var ve çok kısa süredir birlikte olmalarına rağmen hiç değilse görünürde bir bütünlükleri var. Bütün bunları bir araya getirdiğimde de ligde kalma umutlarımızın bir parça daha arttığını rahatlıkla söyleyebilirim. Mutlaka çok erken, sonuçta aynı oyuncuların ilk maçın ardından heyecanlarını yitirmeleri mümkün, paraları ödenmediği(ödenmeyeceği, ödenemeyeceği) için motivasyonlarını kaybetmeleri de mümkün ama yönetimin aynı hatayı tekrarlamayacağına inanmak istiyorum. Yok tekrarlarsa da aynı hatayı iki kez yapana ne isim verildiğini kendilerine hatırlatmak gerek.
Maçı anlatmaya tribünlerden başlamak lazım. Çok ilginç bir şehirde yaşıyoruz ve çok ilginç bir taraftarımız var. İlginçliğin nedeni Türkiye'de görmeye pek alışkın olmadığımız kayıtsız, şartsız destek. Sıralamanın neresinde olursak olalım, takım ne kadar kötü gidiyor olursa olsun hatta bu maçta olduğu gibi formayı sırtına kimlerin geçireceğini bilelim ya da bilmeyelim o tribünler doluyor. Daha önceki maçlarda olduğu gibi mahşeri bir kalabalık yoktu açıkçası, biraz daha rahat girip biraz daha rahat maç izledik ama yine de maraton ve numaralı tribünlerin tamamı doluydu, deniz tarafı kale arkası alt kısımlardaki küçük boşluklar haricinde doluydu, dağ tarafı pek dolu değildi ama o bölüm lanetli zaten, Barcelona da gelse dolmaz.
Bu kalabalığın özellikle ilk golün ardından verdiği destek de görülmeye değerdi. Her takım için geçerli olacağı üzere takım ve tribünler birbirlerini karşılıklı olarak ateşliyorlar. Takım oynadıkça tribün coşuyor, tribün coştukça takım oynuyor. Bu kadar coşku Taner'in attığı 3.golümüzün ardından patlama noktasına geldi ve kale arka tribünlerine koşan Taner'in üstüne yaklaşık 100 kişi atladı, bir kısmı öpmeyi bir kısmı sırtını sıvazlamayı bir kısmı da saçına başına dokunmayı başardı. O hengameden sağlam çıkıp sahaya döndüğünde sevindim hatta. Bu sezon hafif Lihtenştayn modunda olduğumuz için bu tip sevinçlere hasret kaldık, ne kadar özlediğimizi de bu tip olaylar gerçekleşince ancak anlayabiliyoruz.

Yeni hocamız Erhan Altın uzun yıllardır Güvenç Kurtar'ın yardımcılığını yapıyordu. Onun yanında yetişti diyebiliriz. Kurtar hangi takıma gitse ekibinde yer aldı ve oynadığımız futbola bakınca Güvenç hoca etkilerini görmemiz mümkün oluyor. Kurtar son yıllarda biraz daha gerçekçi bir futbol anlayışına dönüş yaptı. Eski zamanlarında sürekli hücumu düşünen, takımını yediğimizden fazlasını atalım mantığıyla oynatan bir hocaydı. Daha sonraları ise en son görev yaptığı Bursaspor'dan ayrılmasına da neden olan biraz daha defansif bir anlayışa geçti. Erhan Altın da bu anlayışı Kocaelispor'a uyguluyor, iyi de yapıyor. Bana göre en iyi hoca elindeki malzemeyi en iyi değerlendiren hocadır. Çok ciddi bir gol atma sorunu yaşamayan ama açık ara ligin en kötü defansına sahip takımda çözülmesi gereken ilk sorun savunma hattıydı. Erhan Altın gelir gelmez savunmaya yönelik birçok oyuncu transfer etti ve bu yeni transferlerden dördü, stoper olarak Azeri Reşad Sadıgov ve Emrah Kiraz, defansif orta saha olarak da Sloven Luka Zinko ve Hasan Uğur ilk onbirde görev aldılar. Dörtlü savunmanın önünde biri uzun biri kısa olmak üzere iki defansif orta saha, Zinko ve Hasan görev yaptı. Önlerinde hücuma dönük olarak Murat Hacıoğlu, kanatlarda Agbetu ve Uğur Daşdemir, en ileride de Taner Gülleri. Böyle olunca savunmada verdiğimiz açık sayısı çok azaldı. Taner'in yerinde kaçışları ve sürati ile kontra bulma şansımız oldu. Kanat savunmacılarının Agbetu ve Uğur'u desteklemeleri ile kanat etkinliği de sağlandı. Yalnızca Hacıoğlu yerine topu daha iyi saklayabilecek ve daha yerinde paslar atabilecek bir oyuncu olsa daha iyi olur ama bu kadar imkansızlık içinde onu da görmezden gelebiliriz.
İlk gol yine bir Taner klasiğiydi. Attığı iki şutla "bin tane de şut çeksem biri kaleyi bulmaz" diye bağıran Zinko maç boyunca topla yaptığı en iyi hareketi yaptı ve Taner'e ara pasını bıraktı. Taner ilk olarak güzel bir bilek feykiyle Orhan Şam'ı geçti -ki Orhan maç boyunca aynı şekilde bir daha geçilemedi- kanattan süratle girip Agbetu'yu gördü ve artık bizim Nijeryalı diyebileceğimiz Obafemi Martins bozması sempatik Akeem topu boş kaleye yolladı. İkinci golde golü anons eden spiker "Bileeeeer" diyecek biz de "Receeeeep" diye bağıracağız zannettim. Hacıoğlu'nun araya girişi ve Taner'in fırsatçılığı takdire değer olsa da biraz balık esanslı bir goldü. Üçüncü golde yine bir Taner klasiği, önüne bırakılan top ile hızlı bir dribling ve klas bir plase. Bu arada maç boyunca 50 kere ofsayta düştük. Hacettepe'nin ofsayt taktiği çoğu zaman işe yaradı ama yaramadığı iki pozisyonda da golü bulduk. Arıca hocaya ayrıca teşekkürler. Artık yavaş yavaş maçtan çıkmaya hazırlandığımız dakikalarda da Hamza kariyerinin golünü attı. Şanslıyım ki topa Hamza vuruyor diye bakmamazlık etmedim. Haksızlık etmek istemem ama bu tip şutlarına hatta hücuma yönelik hareketlerine pek alışkın olmadığımız Hamza uzaydan vurdu, Recep de bizim gibi izledi. Hamza'yı biraz daha kendine güvenir gördüm. Fuat Yaman, Kayhan Çubuklu, Engin İpekoğlu ve Yılmaz Vural'ın ardından Erhan Altın Kocaelispor formasıyla çalıştığı 5.hoca oldu. Hocalar bir bir değişirken kadro da rahat durmadı, ne gelenin hesabı kaldı ne de gidenin ama Hamza yerinde kalmayı başardı ve üst devre oldu. Bu güvenin kaynağı bu durumun bir sonucu olabilir. 3.golün pasını veren kişinin de Hamza olduğunu hatırlatalım.
Bu sonuçla dipten kurtulmayı başardık. Önümüzdeki hafta Gençlerbirliği maçı daha da önemli bir hal aldı (Bu arada bu maçı Cumartesi 14:00'e alan TFF Allah'ından bul!!!). Önümüzdeki 4-5 maçta daha bu performansı sürdürebilir, kötü oynasak da puan almayı başarabilirsek bloglarımızda paylaşabileceğimiz önemli bir futbol olayını hayata geçirmiş oluruz. Taraftar, takım, hoca hatta bir kez daha saçmalamazlarsa yönetim an itibariyle normale dönmüş durumda. Başka aksilik çıkmasın yeter.
Yenilere ayrıca değinmek istediğim için sona sakladım çünkü neredeyse hepsi şaşırtıcı derecede iyilerdi. Üstelik birlikte sadece bir haftadır antrenman yapıyorlar, uyum, istikrar vs. hak getire. Agbetu ve Zinko Türkçe sadece top demeyi öğrenmişlerdir muhtemelen, o da argo anlamıyla. Çok genç oyuncular, ilk defa
profesyonel bir lig maçına çıkanlar var. Tabii ki Hacettepe maçı tam anlamıyla bir ölçü değil. Tek bir maçta karar vermek de mümkün değil ama  oynayanlarla ilgili bir "ilk intibamız" var.

Akeem Agbetu

"21 yaşında kısa boylu bir Nijeryalı forvet" dendiğinde aklınıza hangi resim geliyorsa işte Akeem onun ta kendisi. Kıpır kıpır, çok hareketli, süratli, top tekniği çok üst düzey değil ama yaşıtlarının çoğu gibi topla çok fazla oynamak gibi bir derdi de yok. Bazen yalnız kaldığından bazen yeteneklerini biraz daha geliştirmesi gerektiğinden bazen de Cesar ile anlaşamamalarından dolayı hücumda aksadığı anlar oldu ama yine de ilk maçı olmasına rağmen vasatın üzerindeydi. Golünü de attı. Özellikle geri koşup rakibi bozduğu bir çok pozisyon oldu, enerjisi oyundan alınıncaya kadar üst düzeydeydi.
Danimarka'nın Kolding FC takımından gel(miş). 9 kez  Nijerya Ümit Milli Takımı formasını giymiş. Nijerya Ümit Milli Takımı'ndan rastgele 7 adam alınıp yabancı olarak kullanılsa hayır demem. Hem kaliteli hem sempatik adamlar.
Tribünlerle de arası ilk maçtan çok iyiydi. Maç öncesi sempatik bir oyuncu olduğunu anladık, maç içinde golü atınca yine tribünlere oynadı. Hele oyuncu değişikliği sırasında tabelada 80 numaranın yandığını gördükten sonra maratona dönüp kendi kendine alkışı başlatmış olması bizi bitirdi. Karşı tarafa geçince de formasını numaralıdan birisine verdi. Ankaragücü maçında Bülent Bölükbaşı aynı numaralıya el ve kol hareketlerini vermişti. Güle güle Bölükbaşı, seni hiç özlemeyeceğiz!

Emrah Kiraz

O da 21 yaşında, Bursaspor'dan 6 aylığına kiralık ve umuyorum satın alma opsiyonumuz vardır. Kapalı savunmada çok etkili gibi görünüyor. 1.92 boyunun hakkını veriyor. Maç boyunca bir tane bile hava topu sektirmedi. Sadıgov'la sanki çok uzun zamandır birlikte oynuyorlarmış izlenimi verdiler. Yerden gelenleri Azeri topladı havadan gelenleri Emrah. Dikkatimi çeken bir saçmalık da yapmadı maç boyunca. Serbest vuruşları kullanma tekniği de dikkat çekiciydi. Bizim savunma oyuncularımızda görmeye alışkın olduğumuz şekilde şişirme vuruşlar yapmıyor, vuruşları yaparken ayağını açılı kullanıyor ve falsolu toplar gönderiyor. 2.golümüzde Recep'in sektirdiği top Emrah'ın serbest vuruşundan gelmişti. İlk görüşüm gayet güzel, umarım olumsuz anlamda bir değişiklik olmaz.

Reshad Sadıgov

Azeri Sadıgov bir pozisyonda belinin çıkması dışında iyiydi. Yanılmıyorsam çalımı atan oyuncu Sandro'ydu, Sadıgov indirmek zorunda kaldı ve sarı kart gördü. Bu pozisyon dışında araya girişleri çok yerindeydi, Emrah ile birlikte pozisyon veya adam paylaşımı hatası da yapmadılar. Zaten savunmada kalabalıktık biraz da bu nedenle başarılı gözüktüler. Erhan hocanın savunma tercihleri bu yüzden doğru görünüyor. İki stoper de kapandığımız anlarda iş görüyorlar, geriye düşersek ve birebir yakalanırlarsa neler olur? Ben de merak ediyorum. Ama şimdilik iyi, en azından Tolga, Ufuk veya Özgür Bayer'i aramıyoruz. Tutoriç konusunu hiç açmayalım.
Bu arada arkadaşımız Mosheau'ye özenmiş, forma numarası "1".

Luka Zinko

Fotodaki uzun boylu 25 numara Luka Zinko. 1.85 boyunda Slovenya'nın Domzale takımından transfer edildi. Domzale son iki yılın Slovenya şampiyonuymuş(muş) ve Zinko tüm maçlarda 90 dakika forma giymiş. Bizi ilgilendiren bölümlere geçersek ilk olarak bu oyuncu ile diğerleri gibi 6 aylık sözleşme imzalanmamış, 2,5 yıllık imzalanmış. Demek ki birileri kendisine çok güveniyor...dur herhalde. Açıkçası ben net birşey söyleyemiyorum. Hava toplarında iyiydi. Boyu uzun daha önemlisi zamanlaması ve yer tutuşu gayet iyi. Hacettepe'li oyuncular 3-4 kez hava topu süzülürken Zinko'ya faul yaptılar. Amma ve lakin top yere indiği zaman korkulu dakikalar başlıyor. Hiç şut çekmezse çok sevinirim, benim yarim gelişinden belli derler ya topa gelişinde hayır yok. Uzun mesafeli pas atamıyor. İkinci yarı birkaç kez önce Agbetu, oyuna girdikten sonra Patrice müsait durumdaydı, bazılarında göremedi, gördüklerinde de çok kötü paslar attı. Taner'e attığı ara pası iyiydi. Onun dışında topla oynama konusunda zayıf ama hava topu ve rakip bozma konusunda başarılı diyebilirim. Sonuç; biraz daha izlemek lazım.

Uğur Daşdemir


Hepimiz FM hayranıyız. En azından oynamışlığımız vardır, olmadı en azından görmüşlüğümüz vardır (o da yoksa lütfen siteyi terkedin). FM'de altyapıdan bir oyuncu çıkartıp, zaman verip, sabredip, büyük takımların peşinden koşmalarını izlemekten hatta fahiş bir fiyatla satmaktan, satmazsak da Milli Takımda yükselişini izlemekten daha keyifli ne olabilir? Bu senaryo da Uğur için geçerli. Henüz 19 yaşında ve ilk profesyonel maçına çıktı. Buna rağmen sağ kanatta gayet başarılı bulduk. Yerinde kaçtı, yerinde kesti. Gerektiğinde ters toplar da attı ve savunma ve hücumda Serkan Yanık ile beklediğimizden daha iyi anlaştılar. Uzun zamandır alt yapıdan gelen böyle umut verici bir oyuncu görmemiştik. Şans verilmezse göremeyiz tabii, gayet doğal. Tabii ki henüz ilk maçı yorum için erken ama başlangıç gayet iyi, umarım devamı gelir.

Hasan Uğur


Yenilerden beğenmediğim tek isim Hasan. Savunmaya yönelik iki orta sahacıdan biriydi. Erhan Altın biri uzun biri hızlı iki adam ile hem havadan hem yerden gelen topları toplamayı düşünüyor zannettim. Zinko uzun olanıydı, Hasan da hızlı....olması gerekirdi ama değildi. Araya girdiği pozisyonlar oldu ama biraz kuru kalabalık şansı gibiydi. 4.golde Hamza'ya attığı top dışında işe yarar bir pasını da görmedim. Etkisiz bir şutunu hatırlıyorum, o boyla hava topu alma şansı zaten yok. Başka da birşey yok. Görüntü itibariyle fazla cılız duruyor ve inanılmaz panik. Bu kadar.

Gördüklerimiz bunlar. Aşağıdaki de yeni takım fotoğrafımız. Bu kadro bizi ligde bırakmayı başarabilirse -ki buna inanıyoruz, inanmak istiyoruz- adları Körfez tarihinde önemli bir yere sahip olacak.
Umutlandık, vallahi umutlandık...





5 yorum:

ziggytheking dedi ki...

Her ne kadar yerel tatlar taşıdıkları için önem verdiysek de reklamsız forma çok güzel durmuş. Çakma ikinci yarıya bu galibiyetle başlamanız güzel. Hacettepe ve İBB'nin yanında aşağıya giden olmamak için bu haftaki Gençler maçı çok önemli.

Robaggio dedi ki...

Evet estetik duruyor ama uzun süre böyle olmayacak, belki de tek maçlık böyle..Sanırım İZGAZ'la anlaşılmış, haftaya görürüz, Gazlardan, petrollerden açıldı şansımız bu sene..Yerellik devam edecek yani muhtemelen...
Gençler maçı düğüm maçı hem puan hem moral olarak..
Tedirginim Semih :)

Dobrowski dedi ki...

umutlandık umutlandık.. inşallah hadi bakalım. FM muhabbetinde koptum. harbiden bilmeyen adamda gitsin be bilader hiç çekilmez. iki cm muhabbeti yapamadıktan sonra =))

Adsız dedi ki...

Eline sağlık maça gitmiş kadar oldum. Bu galibiyetlerin devamı gelir mi peki? Gönül başka şey söylüyor, mantık başka şey...

Robaggio dedi ki...

Teşekkürler Ege Bey...
An itibariyle ne desek boş, gönül tek birşey söylüyor da mantıken de net bir yorum yapamıyoruz. Tek diyebileceğim bu takım ilk yarıdaki takıma 5 atar. Gidişat iyi yani sonuç hala muamma.

Related Posts with Thumbnails