03 Mart 2010

Adın İnmez Sekize


John Terry-Wayne Bridge ilişkisini İngilizler pek bir sevdiler. Bizim için de ilginç bir hikaye tabii ki yalan değil. Konu ile ilgili yazılanın, çizilenin haddi hesabı yok ama aslında futbol dünyasında sıklıkla duymadığımız bu hikayelerin çok ilginç olduğunu söyleyemeyiz. Çoğunluğu 20-30 yaş aralığında büyük bir maddi güce sahip, popüler bir dolu adam (ki söz konusu Terry'nin bir başka alışkanlığının da aracını park yasağı olan yerlere çekip parası neyse ödemesi olduğunu hatırlatalım), bir kısmı evli, evli olmayanların da malum nedenlerden dolayı karşı cinsle ilgili herhangi bir problemleri yok. Burada sorulabilecek tek soru "İngiltere'de hatun mu kalmadı birader?" olabilir ama bu imkanlara sahip bir adamın fantezilerinin kölesi olmasını da çok fazla yadırgamamak gerek (Bkz.Tarkan). Bizim gibi faniler tarafından yuh adi adamlar herşeyiniz var daha ne istiyorsunuz diyerek al aşağı edilebilecek bu tuhaf hareketler, eğer becerebilirsek empati yaptığımızda çok da anormal görünmüyor aslında. İhtiyaç duyduğu herşeye kavuşan bir insan hayatını nasıl renklendirebilir ki? Benim ihtiyaç duyduğum çok fazla şey olduğu ve muhtemelen önümüzdeki 100 yıl boyunca da bu durum böyle devam edeceği için bu konuya pek kafa yoramayacağım ama bu tip adamların yaptığı hiçbirşeye şaşırmıyorum bilakis kendilerince haklılar da bana kalırsa.
Başka bloglarda da değinilmiş gerçi ama olsun bizim için farklı bir anlam ifade ediyor. Terry-Bridge olayını duyunca buna benzer bir durumun Türkiye'de daha önce yaşandığını hatırlayanların aklına hemen Oktay-Serdar ikilisinin yaşadığı tuhaflık geldi. 1999 yılı Beşiktaş'ında forma giyen ikilinin arası Sezer Çakır adındaki manken hanımefendi yüzünden açıldı. Hikayeyi layığı ile anlatabilmek adına Hürriyet gazetesinde yayınlanan 7 Ağustos 1999 tarihli yazıdan bir alıntı yapalım. Tüm yaşananlar ayrıntılarıyla belirtilmiş. Bu olay aynı zamanda Kelebek Etkisi Teoremi'nin de bir başka kanıtı olma özelliğini taşıyor. Örneğin "Sezer Çakır Hanım'ın Kocaelispor tarihi üzerindeki etkisi nedir?" sorusu tek başına saçmalık gibi görünüyor ama hikayeyi okuduktan sonra çok farklı anlamlar ifade ediyor.

"Oktay'ın mümkün olduğu kadar gözlerden uzakta evlendiği Sezen Çakır, Oktay Derelioğlu'nun takım arkadaşı Serdar Topraktepe'nin eski nişanlısıydı.
Olay büyümeden kapatılmaya çalışıldı. Serdar ile Sezer arasında sanki nişanlılık ilişkisi hiç yaşanmamış gibi davranıldı. Oysa iki takım arkadaşı arasında soğuk rüzgarlar ne kelime, fırtınalar esiyordu. İdmanlarda bile yanyana gelmemeye dikkat ediyorlardı. Hiç konuşmuyorlardı. Oktay'a aralarında bir soğukluk olup olmadığı sorulduğunda ‘‘Serdar benim en yakın arkadaşım’’ diye geçiştiriyordu.
Sorun Beşiktaş yönetiminin de gündemine geldi. Bazı yöneticiler her ikisinin de takımdan gönderilmesini savundu. Ortalığı sakinleştirmek amacıyla Beşiktaş yöneticisi Yiğit Tozkoparan, Oktay-Sezer çiftini balayı için Uzakdoğu'ya gönderdi.
ANLAYAN ANLAR!
Tatil sonunda Beşiktaş, Almanya'da kampa girdi. Serdar askerdi, İstanbul'da kaldı. Oktay sakattı, Almanya'ya gitti ama kampa değil, tedaviye.
Takım İstanbul'a döndüğünde, Serdar ile Oktay, uzun bir aradan sonra birlikte ilk kez idmana çıktılar. Antrenmanı izleyen bir kısım taraftar Oktay aleyhinde tezahürat yaptı. ‘‘Anlayan anlar’’ diye bağırıyorlardı.
ARKADAŞIMIN AŞKISIN
Birden bütün gözler Oktay'a çevrildi. Beşiktaş'ın sevilen golcüsü bir anda hedefteki adam oldu.
Arkadaşının aşkını elinden almış, yanlış yapmıştı.
Herkes Oktay'ı ayıplıyor ve ‘‘Koskoca Beşiktaş Kulübü'nün futbolcusuna bu hareket yakışır mı’’ diyordu.
Ne var ki, olayın aslı göründüğü gibi değildi.
Olayların ve ilişkinin başlangıç noktasında, tarih 1998'in Aralık ayını gösteriyordu.
Oktay, bir defilede Sezer'i gördü ve hoşlandı. Tanışabilmek için bir fırsat aradı, daha doğrusu yarattı ve başardı.
Görüşmeler görüşmeleri, buluşmalar buluşmaları izledi. Sonunda aralarında müthiş bir aşk başladı.
BİR İNAT UĞRUNA
Tahmin edilenin aksine Sezer ile Oktay aşkı çok hızlı bir şekilde gelişti. Evlilik planları yapmaya başladılar.
Oktay, sevgilisi Sezer'i en yakın arkadaşlarından Serdar ile tanıştırdı.
Sezer, üzerindeki aile baskısı yüzünden hemen evlenmelerini isterken, Oktay maçların devam ettiğini bahane ederek ancak lig sonunda evlenebileceklerini söyledi.
İşte bu küçük anlaşmazlık Sezer'in ailesinin baskısı yüzünden büyük bir krize dönüştü. İki sevgilinin arası bozuldu.
Ve bir inat uğruna ayrılmak zorunda kaldılar.
Ayrılmak zorunda kaldılar ama Oktay'ın maçlardaki performansı düştü, aklını bir türlü topa veremedi. Aklında Sezer'den başka bir şey olmadığı aşikardı. Aslına bakılırsa Sezer'in durumu da Oktay'ınkinden çok farklı değildi.
SERDAR İLE SEZER
Oktay ile Sezer'in arası bozulunca, daha önce Oktay'ın birbirlerine tanıştırdığı, Sezer ile Serdar arasında bir elektriklenme doğdu. Önceleri arkadaşlık şeklinde gelişen ilişki bu dönemde birdenbire boyut değiştirdi. İlişkinin boyut değiştirmesinin sebepleri, gerekçeleri, amaçları bilinmiyor. Bilinen, o tarihten sonra Sezer'in yeni aşkının adının Serdar olması.
Bu gelişme öğrenildiğinde, Beşiktaş Kulübü içinde bomba gibi patladı ama kol kırıldı yen içinde kaldı, hiçbir şekilde dışarıya bilgi sızdırılmadı.
Sonuçta, Sezer'in ailesinin, istek düzeyini aştığı aşikar, baskısı üzerine, bu defa Serdar ile Sezer nişanlandı.
Bu son gelişme Oktay'ı iyice rahatsız, hatta hasta etti.
Ne var ki, hiç kimseye hiçbir şey söylemedi.
Sezer ile Serdar'ın nişanlılık dönemi iki ay sürdü.
Bir kere, Serdar'ın maçları, antrenmanları, kampları derken, bu yoğun çalışma temposu yüzünden fazla görüşme imkanı yakalayamadılar.
Sezer aradığını bulamamaktan şikayet etmeye başladı. Üstelik o kadarla da kalmadı ve konuyu ailesine açtı. Oktay'ı aklından bir türlü çıkartamadığını, Serdar'dan ayrılmak istediğini söyledi.
Serdar'a da Sezer'den ayrılmayı kabullenmek kaldı.
Bu arada Beşiktaş yöneticileri her iki futbolcunun da performansından memnun değildi.
SİL BAŞTAN OKTAY
Aradan bunca olay geçmesine rağmen Oktay, Sezer'e duyduğu yakınlığı, sevgiyi yüreğine gömmeyi başaramadı. Bir türlü Sezer'i unutamadı.
Ne var ki, arada takım arkadaşı Serdar olduğundan eski sevgilisini de arayamadı. Ancak Serdar'dan ayrıldıktan sonra; Sezer'den Oktay'a gelen görüşme talebi her şeyin yeniden başlamasına, küllendiği sanılan volkanın yeniden patlamasına yol açtı.
Sezonun sonuna gelindiğinde Sezen ile Oktay tekrar birlikte oldular. Sezon biter bitmez evlenme kararı aldılar. Ve çift, alelacele, sessiz, sakin bir biçimde aile arasında kıyılan yıldırım nikahıyla dünya evine girdi.
Oktay ile Sezer, Uzakdoğu'daki balayından döndükten sonra gelişen olaylar iki futbolcu arasındaki gerginliği daha da arttırdı.
Takımdaki huzurun bozulması üzerine Beşiktaş yönetimi çare aradı ve her iki oyuncusunu da satmak için takım arayışına girdi.
Beşiktaş taraftarı da gelişmeler karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını şaşırmıştı. Onlara göre suçlu olan Oktay'dı. Oktay taraftarlarla bir toplantı yaparak durumu düzeltmeye çalıştı ve olumlu sonuç aldı.
SERDAR-OKTAY ELELE
Nitekim, İnönü stadındaki sezon açılışında, taraftar iki futbolcuyu elele tribüne çağırdı. Amaçları iki eski dostu barıştırmaktı. İki futbolcu bu baskı karşısında isteneni yaptı, elele tribünü selamladı ama bir daha asla birbirine karşı sıcak davranmadı.
Beşiktaş'ta artık ipler kopmuştu. Takımdaki iç huzuru sağlamak amacıyla, bir iddiaya göre, Ahmet'in transferi bahane edilip, Serdar Kocaelispor'a verildi.
Tam her şey yoluna girdi derken bu defa da, Oktay'ın, yöneticilere haber dahi vermeden gerçekleştirdiği basın toplantısında söyledikleri yeniden ortalığı karıştırdı:
‘‘Serdar beni telefonla arayarak ölümle tehdit etti. Sen benim Beşiktaş'tan kopmama sebep oldun, ben de senin futbol hayatını söndüreceğim. Seni ve oğlunu dağa kaldırtıp sakatlanmana neden olacağım, dedi.’’
SERDAR'DAN SERT YANIT
Olan biteni Kocaeli'den izleyen Serdar'ın, Oktay'a yanıtı çok sert oldu:
‘‘Oktay'ın dengesiz biri olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin edemezdim. Her fırsatta, ikimizin kardeş olduğunu söylüyor, Türk toplumunda biri, hem de kardeşinin elinden, nişanlısını alır mı?’’
Oktay'ın yaptığı açıklamalar karşısında şok olmuştu. ‘‘Eski nişanlımla ilgili her şey geride kaldı. Ben o defteri çoktan kapattım. Ama anlaşılan Oktay kapatamamış’’ diyordu.
SUÇ DUYURUSU
Tam bu sırada başka bir gelişme daha yaşandı. Cumhuriyet Savcılığı'na giden Oktay, eski takım arkadaşı aleyhinde, kendisini tehdit ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Böylelikle olay resmi makamlara intikal etmiş oldu.
Savcılığa iki arkadaşıyla gelen Oktay, polisten herhangi bir koruma talebinde bulunmadı. ‘‘Benim eşim dostum sağolsun, onlar beni korur’’ dedi.
İfadesinde, önceleri Serdar'dan gelen tehdit telefonlarından çekinmediğini, ciddiye almadığını ancak otomobille giderken Sarayburnu'nda iki araba ve dört kişi tarafından yolunun kesilmesi ve onu hemen değil, daha sonra öldüreceklerini söylemeleri üzerine bu işin altında Serdar'ın bulunduğuna karar verdiğini anlattı.
Oktay basın toplantısının ardından sordu:
‘‘Neden, bunlar hep benim başıma geliyor?’’
BOŞANACAKLAR MI?
Oktay'ın başına gelenler bu kadarla sınırlı değil ne yazık ki!
Sezer'in ailesinin evlenmeleri için baskı yapmasından sonra, ortalıkta dolaşan söylentilere göre, şimdi de Oktay'ın ailesinin boşanmaları için baskı yapmaya başlaması, işleri iyice arap saçına döndürdü.
Oktay'ın ailesi, Sezer'in, Oktay'la evliyken hala Serdar'ı arayıp durduğunu, dört yüz milyon liralık cep telefonu faturasının bu iddiayı ispatladığını öne sürüyor. Bunun üzerine Oktay da eşini ve oğlunu alıp baba evini terk ediyor.
Giderek yoğunlaşan söylentilere göre, genç çiftin arasındaki gerginlik iyice artmış durumda hatta boşanmanın eşiğindeler.
Ya da Oktay, kendi ailesinden gelen de dahil olmak üzere her türlü baskıya direnecek ve evliliğini koruyacak.
Bu üçlü aşk ilişkisinin nasıl sonuçlanacağıysa, şimdilik kahramanları için bile merak konusu...
GÜVENÇ KURTAR: SERDAR'A KEFİLİM
Oktay ile Serdar arasındaki düello sürerken bir açıklama da Kocaelispor Teknik Direktörü Güvenç Kurtar'dan geldi. Serdar, Oktay hakkında bir açıklama yaparsa takımıyla ilişiği kesilecekti. Konuşması, Kocaelispor yönetimi tarafından yasaklanmıştı.
‘‘Spor camiası içinde kimsenin kimseyi tehdit edeceğine inanmıyorum ve Serdar'ın böyle bir şey yapmayacağına da kefilim’’ diyordu.
Güvenç Kurtar, gelişmeleri farklı bir açıdan yorumluyordu:
‘‘Oktay'a tepki gösterenler çete değil sadece Serdar'ı seven Beşiktaşlı taraftarlardır. Bunlar iki arkadaş arasında yaşanan şeylerdir. Ben takımımda bu tür problemler istemiyorum. Oktay-Serdar tartışması bize göre bitmiştir."

Oktay, hayatı film olacak adam vesselam. Hatırlarsanız ilk eşi intihar etmişti hatta TV'lerin kokuşmaya başladığı ilk günlerde onun haberi ilk aldığı andaki görüntüleri yayınlanmıştı, maalesef hala hatırlarım, çok üzücüydü. Ardından bu olay oldu. Bu arada birileri çıktı Oktay aslında bizim çocuğumuz DNA testi istiyoruz dedi, bir de onlarla uğraştı. Bu olaydan sonra dönemin meşhur JET Fadıl'ının takımı Siirt JETPA'ya satıldı. Orada pek oynamadı. Sonrasında kısa bir Gaziantep macerasının ardından İspanya'ya Las Palmas'a gitti. Orada da şimdi adını hatırlayamadığım İngiliz bir futbolcuyu Türklere hakaret ettiği gerekçesiyle dövdü ki futbolu bıraktıktan sonra yaptığı açıklamasında keşke Las Palmas'a gitmeseydim dedi. Tüm bunları yapan adam çok da önemli bir forvetti, 1997 yılı Belçika maçındaki olağan dışı golü atan aynı adamdı. Maradona gibi, çok yetenekli ama yaşadığı tuhaf derecede ağır olayların etkisiyle tutarsız, dengesiz.
Olayın Kocaelispor etkisi ise Serdar'ın Kocaelispor'a transferi. Hala daha tribünlerin bir numaralı sevgilisi olan ve bugüne kadar yaptıklarıyla Kocaelispor'da idol haline gelmiş bir oyuncunun Körfez'e gelme serüveni aslında böyle tuhaf bir temele dayanıyor.
Pekin'de uçan kelebek New York'da neler yapar bilmiyorum ama bu kadın milleti bir futbol takımını rezil de eder, vezir de onu biliyorum. Bridge, Terry elimde kalır gerekçesiyle 2010 Dünya Kupası'na gitmeyecek, Milli Takım kaptanlığı da Gerrard'a verildi. Bakalım İngilizler bu gelişmelerden nasıl etkilenecek?
İngiltere'de İngiliz futbolcuların eşlerini de Dünya Kupası'na götürmek istediğiyle ilgili bir haber çıkmıştı. Capello bu duruma karşı çıkmış, futbol oynamaya gidiyoruz demişti. Onun da eli bir parça güçlendi böylece. Özellikle Ashley Cole'un yerinde olsam yalnız giderdim, neme lazım.

1 yorum:

Dobrowski dedi ki...

Oktay isyan etmiş ‘‘Neden, bunlar hep benim başıma geliyor?’’ diye. harbiden film olur herifin hayatı.

Güvenç Kurtar'ın yorumu bomba Seviyor ama boşanabilir demiş. tam yeşilçam tadında olaylar.

Related Posts with Thumbnails