1992-1993 sezonunu bu sefer daha bir özlemle anmaya devam edelim. Sezonun ilk yarısının panoramasında hakim renk yeşil-siyah.
O zaman kaçırdığımız şeyin ne kadar değerli olduğunu bugünlerde daha net anlama şansımız oldu. Gazetelerde "Kocaeli 5.Büyük" başlıklarının atıldığı dönemler belki de şampiyon olmamız -olabilmemiz- halinde modern Türk futbolunda birçok taşı yerinden oynatacak, yeni bakış açılarına çok daha önce kavuşmamızı sağlayacaktı. Biraz bizim beceriksizliğimizden -ki 2.ligden yükseldiğimiz ilk sezondu- biraz da bugünlerde çok daha belirgin olduğu için artık ciddi şekilde tepki görmeye başlayan "derin futbol" un etkilerini bertaraf edemeyişimizden dolayı 4.lükle yetinmek zorunda kalmıştık.
Bursaspor'un başarısından kendisine de pay çıkarmaya çalışıp bu olayı sözüm ona "Sivasspor Vizyonu" ile ilişkilendirmeye çalışan Bülent Uygun efendinin de bir parçası olduğu o kadro sezonun bitmesine yakın haftalarda frene basıp hayallerimizi yerle bir etmişti. Uygun, o dönemleri unutmuş ya da dediğim şekilde sezonun sonlarına doğru inzivaya çekilmiş olduğu için bu başarıdan hiç bahsetmiyor. Utanma duygusunun ya da Sivas'ta teknik direktör olarak daha büyük bir sorumluluk almış olmasının sonucu da olabilir. Mutluyum ki balonu çabuk patladı, yine ona inanacak birileri çıkar dolayısıyla pek umutlu değilim ama umarım bir daha hiç bir yerde görünmez.
Öyle sanıyorum ki Sivasspor'dan çıkarılacak tek ders iki sene üst sıralara oynamış olmanın hiçbirşeyi garanti etmeyeceği, kalıcı başarıların istikrar ile sağlanabileceğidir. Süper Lig'e çıktıktan sonra saçmalama rekorlarını alt üst eden kulübümüz için de güzel bir ders niteliği taşır bu durum.
İlk yarı gol krallığında 16 golle başı çeken Saffet'in sezonu 18 golle tamamlamış olması frenlemeye en güzel örneklerden biridir. Kalan 15 maçta ne yaptın be kardeşim?
4 yorum:
Türbülent hakkındaki görüşlerine tamamiyle katılıyorum. Trabzon'dan başlayıp, Eskişehir, Kocaeli, Antep, G.Birliği üzerinden geçerek ve nihayet Bursa'da varılan gidişi Sivas'a mal etmek darbakışlılıktır.
Dediğin gibi Sivas'tan önce en az 10 takım daha sayılabilir ama balık hafızası hepsini hatırlamaya yetmedi sanırım.
kalan maçlarda tribünlerden bol bol küfür yiyodu saffet.
-oha lan bu gol kaçar mı deve
filan diyorlardı.
Valla ben hatırlamıyorum ama az bile diyorlarmış :) Önemli adamdı, güzel işler yaptı Saffet ama o ikinci yarı, Körfez formasıyla geçirdiği en bedbaht dönemdi :) Yok yok az demişler, çok az demişler :)
Yorum Gönder