İşin aslı ilk evvela Öykü Serter'e olan yoğun hayranlığımdan dolayı izlemeye başlamıştım "Bank Asya 1.Lig Günlüğü" programını. Sonraları, programa verilen emek ve Türkiye televizyonlarında rastlayamadığımız kalitenin de programın "İçindekiler" girişinde bulunduğunu gördüm ve programa olan bağlılığım günden güne arttı hatta Körfezimizin 2.Lig'e düşüşü sırf bu program yüzünden daha bir koyar oldu bana.
Geçtiğimiz programlardan birinde Ahmet Dursun konuk olmuştu programa ama hem Kocaelispor'lu günleri onun hafızasında pek yer etmediği hem de cümle kurma özürlü olduğu için pek bahsimiz geçmemişti, hoş söz konusu isim Ahmet Dursun olunca geçmemesi daha evladır diye düşünmüştüm.
Taraftarlarımız bilir, 2002 yılında, İnönü'de oynanan ve Ünsal Çimen adamının yönettiği bir BJK maçında Ahmet Dursun'un 90+8'de hem el hem ofsayt marifetiyle attığı golle maçı kaybetmiştik ve o gün -tabii ki sadece gol attığı için değil ama- hem golün atılış şekli hem de bu kadar büyük bir adaletsizliğe alet olması sebebiyle Ahmet Dursun bizdeki yerini tamamen kaybetmişti. Bank Asya'da yine 2 sezon misafirimiz olmuş olsa da geçici olduğu çok belliydi, pek üstünde durmadık.
Bu akşam ki programın konuğu ise efsanelerimizden Saffet Sancaklı'ydı. Zaten futbolculuk günlerinden beri nev-i şahsına münhasır bir isim olan Saffet daha programın başında ilk konu olarak Kocaelispor'dan bahsetti. Birebir olamamakla birlikte, aklımda kaldığı kadarıyla;
"Kocaeli bir futbol kenti ve böyle bir kentin takımına tüm şehir büyükleri, mülki amirler sahip çıkmalı. Bu tip şehirlerin takımları için kurtuluş hiç de zor değil. Doğru bir yapılanma ve yardımlarla bir yılda bile kurtulur. Gerekirse biz de Büyükşehir Bld. Başkanı ve diğer büyüklerle bir araya gelip çözüm için yardımcı oluruz. Balıkesirspor maçına 13.000 biletli seyirci gelmiş. Bugün büyükler bile bu sayıya ulaşamayabiliyor." dedi özet olarak.
Anlaşıldığı üzere aslında bizim söylediklerimizden, daha doğrusu Kocaelispor'un kurtulmasını isteyen genel kanıdan farklı birşey söylemedi ama bu sözleri bu programda ondan duymak ben tek kelimeyle mest etti. Program için hazırlanan ve Saffet'i anlatan videoda "90'lı yıllarda Kocaelispor ile yağmalamadıkları stadyum, yenmedikleri takım kalmadı" denmesi de ayrı bir mest kaynağıydı. Yine işin aslı şunu söylemeliyim ki bu kötü günlerde Kocaelispor'un adını ve tarihindeki başarıları nerede duymuş olsam inanılmaz mutlu oluyorum.
Çünkü ben, yaşıtlarım ve benden büyükler biliyor ki Kocaelispor bu değil. Kocaelispor'un potansiyeli iki kere bu değil. Kış uykusuna yatmış muhteşem bir doğal yaratık gibiyiz. Sadece uyanmayı bekliyoruz ama bizimkisi daha çok Yedi Uyuyanlar hikayesine dönmeye başladı. Biz uyurken kendimizi aynı kulvarda kabul ettiğimiz Bursaspor 5.şampiyon oldu. Herkes iyi kötü ayakta kaldı. Bir tek bizim canımız çıktı altta kalanlardan.
Daha önceki postlarda Saffet'e de sitem etmişliğim var. Özellikle harikalar yarattığımız 92-93 sezonunun ikinci yarısındaki tarihi düşüşünü asla unutamam ama yaptıkları da bakidir ve Kocaelispor'un en güzel dönemlerinden birine damgasını vurmuştur, saygımızı ve sevgimizi kazanmıştır.
Bana bu şekilde maziyi hatırlatan olaylar olunca ve o maziye adını altın harflerle yazmış isimleri görünce "Bu film böyle bitmeyecek!" düşüncem daha koyu harflerle beliriyor kafamda. Evet çok kötü durumdayız ama hala bu kulübü önemseyen azımsanmayacak sayıda insan var. Yıllardır hazıra alışıp, normal şartlar altında tek görevi olan taraftarlığı yapmış ama bu günlerde bütün iş, sosyal hayatının yanında Kocaelispor'u da dert edinmiş binler, onbinler var ve herkes dinamiti ateşleyecek birisini bekliyor.
Vali de olabilir bir başkası da, umrumda değil.
Yine bu akşam yayınlanan programda yaşanan, belki kimine göre önemsiz ama bence çok anlamlı, en azından benim duygu dünyam, ruh halim için çok önemli olaydan yola çıkarak diyebilirim ki henüz fitil ateşlenmedi ama birileri uğraşıyor, boşa giden kibritler asla "hiç" anlamını taşımıyor ve umuyorum yakın zamanda o kibritlerden biri fitili ateşleyecek.
İşte o patlama anı bu fani Dünyadaki dertlerimizden birinin sonu olacak, ışık görünecek.
Fotoğrafı daha önce paylaşmıştım. "Nev-i şahsına münhasır" tanımı havada kalmasın diye tekrar paylaşayım ve Saffet Sancaklı, %85 pamuk, %15 likra çoraplarına kurban olayım!
0 yorum:
Yorum Gönder