Bir zamandır yazmıyor ya da yazamıyor olmamla ilgisi yok aslında ama bu süreci "hayat enerjisinin bilinmeyen bir güç tarafından sömürülmesi" olarak nitelendirebilirim. Tam olarak ne ile ilişkilendirilebilir ondan da emin değilim. Bayılmadığım bir işi yapıyor olmam ya da beni seven bir dişiden ayrılıp beni pek de sevmeyen bir başka dişinin peşine düşmüş olmam bu durumda etkili olabilir. Sigarayı bırakmış olmam da etkili olabilir malum ilk zamanlar sigarasız hayat çok bayat tadında devam eden düşünceyi aşmak da zaman istiyor. "İlham" adı verilen ama reklamlardaki "be inspired" söylemlerinden gayrı ne olduğu hakkında bilgi sahibi olmadığımız o "şey" uğramıyor nicedir yanıma.
Bu kısmi depresif haller neyin anlamı var ki yazmanın olsun sonucuna vardığında gelinen nokta, manevi olarak paha biçemeyeceğim sanal varlığım blogumun da yetim kalması ile sonuçlanıyor. Sıfırdan başlayıp ulaşılan bir dolu ziyaretçi, sanalda başlayan ama sevgi, saygı duyulan bir dolu gerçek dost, yürütülen fikirler vs vs...
Bu bir bu blog burada biter yazısı değil bu arada :) Hayatımda hiçbirşeye kolay başlamadım kolay da bırakmam sadece kimin ne kadar ilgilendiğini bilemesem de bu boşluğun nedenini açıklama gereği hissettim. Her ne kadar benim desem de aslında blog sadece benim değil çünkü şu da bir gerçek ki bu blogu takip eden, destek veren, kendimi onlara karşı sorumlu hissettiğim insanlar var.
Velhasıl kelam dostlar böyle olmasını istesek de istemesek de bloglarımız bir köşemizden tutup bize ayna vazifesi görüyor ki ben nicedir böyle olmaması için bilinçli bir çaba içindeydim. Sonuçta herkesin sıkıntıları var ve bana kalırsa bunları paylaşmak çoğu zaman abesle iştigaldir.
Bunca yazıp futbola bağlamama şansım yok tabii. "X futbol için değer mi?" sorusu sorulduğunda yerine milyonlarca etiket koyulabilecek değişken her durumda saygıyı hak ediyor. Sosyal hayat, çevre, sevilenler, sevilmeyenler..an geliyor bir galibiyet siliyor kafamızdaki bütün saçmalıkları, en azından benim için öyle..
Hasta mıyım?
Belki de.
O zaman pazar günü kalpler bu kez Ankarada atacak, bir galibiyet herşeyi silsin diye!
2 yorum:
Ben bu yazıdan Ankaramısı şenlendireceğini anladım abi. Bakarsın ben de saat 2de Kıprıs'a gönderdiğim uçağa biner ikinci yarı paraşütle tepenize çökerim. :)
Her zaman savunmuşumdur ki dişiler anne olamadıkları sürece futbolun yerini tutamazlar, hiçbirisi o aşkın değerini anlayamazlar. Hele pazar Ankara'da hava güneşli olursa tribün tadından yenmez. Oldukça az sayıda bir yeri ayırmışlar, Ankaragücü de işlerin sarpa sardığının farkında. Ankara'da oynanacak böylesi önemli bir maçı kaçırdığıma yanıyorum cayır cayır!
bana karşı sorumlusun kerem. keserim çükünü yazacaksın ona göre :P
Yorum Gönder