Ceyhun Eriş, Sergen Yalçın'ın bir alt versiyonu. Müthiş bir teknik bir o kadar da profesyonellikten uzak bir karakter. Fenerbahçe'de oynadığı dönemde Eurosport tarafından tüm Avrupa liglerinde haftanın golü seçilen bir gol sahibidir kendisi. Oradan ayrıldıktan sonra çok gezdi, Trabzonspor'da Ersun Yanal vetosu yedikten sonra Konyaspor'da geçirdi geçen sezonu, sonuç yine aynı, "beklenen"i veremeyen bir Ceyhun portresi.
Milliyet'in haberine göre Şenol Güneş'in çalıştırdığı FC Seul kulübü ile 1+1 yıllığına anlaşmış. Şenol Güneş 2002 anılarını mı yaşamak için orada yoksa duygusal nedenlerden dolayı mı? Onu da anlamış değilim. Konu ile ilgili herhangi bir röportajını hatırlamıyorum ama ne yapsa yaranamayan adamlardan olan Şenol hoca gözden uzak gönülden uzak olmayı da tercih etmiş olabilir. Bu arada 2008 yılındaki bu başarıdan sonra 2004 play-off maçı geldi yine aklıma. Acaba Letonya'ya saçma sapan bir şekilde elenmeseydik neler olabilirdi?
Ceyhun da futbolunun sonbaharında uzaklara gitmeyi tercih etti, muhtemelen bir daha haber alamayacağız kendisinden, belki de böylesi daha hayırlı olacak.
Mehmet Yılmaz'ın yeni takımı da Ankaragücü oldu. Fransızların "Yeni Zidane" takıntısı gibi bizde de "Yeni Hakan Şükür" takıntısı mevcut malumunuz ama henüz yaklaşabilen bile olmadı. Ersen Martin'in futbolunu oldum olası beğenmem, Umut Bulut uzun boylu, o kadar. Mehmet Yılmaz bu konuda en güvendiğim isimlerden biriydi ama o da beklenen patlamayı yapamayan futbolculardan biri olarak yedi yıllarını. Orta sahadan iyi beslenirse bu yıl iyi işler yapar belki, ya da ben Milli Takım adına öyle umuyorum. Semih'in boyu bir 10 cm daha uzun olsaydı ne olurdu sanki? Allah verdi mi herşeyi vermiyor işte.
0 yorum:
Yorum Gönder