Karşıyakalılar haricinde çok bilinen bir hikaye olduğunu sanmıyorum. Bundan 57 yıl önce, 1952 yılında Karşıyakalı bir Türk futbolcu, Lemi Yerli'nin Fransa'nın Racing kulübüne transfer olması ve orada yaşadıklarının kısa bir özeti. Racing o dönem Fransa Ligi'nde Paris'i temsil eden kulüplerden biri, belki de yeganesi. Profesyonellikten, endüstriyel futboldan, paradan, puldan çok öte bu hikaye Lemi Yerli ile gerçekleştirdiği sohbetin ardından Cevdet Florat tarafından kaleme alınmış.
Aşağıdaki bölüm Florat'ın Karşıyaka ile özdeşleşmiş isimlerin hayat öykülerini paylaştığı "O Bir Karşıyakalı" kitabından alıntıdır.
"Lemi Yerli, KSK’yi uluslararası alanda temsil etmiş bir sporcudur. Fransız Racing kulübünde futbol oynadı. 1980 yılında federasyon üyeliği sırasında canını dişine takarak KSK’yi mahalli küme bataklığından kurtardı.
KSK tarihinin en değerli insanlarından biridir Lemi Yerli. Ona tüm Karşıyakalılar olarak sevgi, saygı ve vefa borçluyuz. Lemi Yerli 1926 yılında Rıfat Bey ve Suzan Hanım’ın tek çocuğu olarak Karşıyaka’da doğdu. Karşıyaka Cumhuriyet İlk Okulu ve Karşıyaka Ortaokulundan sonra Karşıyaka Lisesi’ni ilk mezunu olarak 1947’de bitirdi. Yüksek Öğrenimini Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’nda yaptı.
Lemi Yerli, ortaokul son sınıfta futbola başladı. Asım liglerinden KSK’ne seçildi. Ortaokul son sınıfta milli ligde oynamak yasakken kaçak olarak milli ligde oynama imkanı buldu. 1943 ile 1955 yılları arasında devamlı olarak futbol oynadı. Ayrıca bu yıllarda güreş ve yüzme sporlarını da yaptı. 1951-1952 sezonunun şampiyon takımında yer aldı. 1947 yılında KSK’nin Atina yolculuğunda o da vardı. Panathinaikos ve Yunan milli takımı kalecisine “Lastik Adam” adı verilen Niko Pecarapulas’a attığı gol ayakta alkışlanır.
1952-1953 ve 1954 yıllarında futbol yaşamını Fransa’da sürdürdü. “Nasıl oldu da Fransa’da oynadınız” diye soruyorum. “ Vahap Özaltay benim oynadığım Racing takımında oynamıştı. O zamanlar birlikte oynadığı takım arkadaşı Racing Kulübü’ne menajer olmuş. Mektuplaşırlarken iyi bir orta saha oyuncusu istemiş. Vahap Özaltay bana geldi ve “gider misin?” diye sordu. Ben de kabul ettim. Vapur bileti yolladılar. Beni Marsilya’da karşıladılar. Fransa’da kaldığım sürece kulüp yetkilileri ve futbolcular beni bağırlarına bastılar.” Yalnız diyor Lemi Yerli, “ Yalnızca bir olay oldu. Paris’e daha yeni gitmiştim. Bir hazırlık maçı yapmıştık ve akşamına kampa girmiştik. Fransız bir takım arkadaşım ile aynı odada kalmam uygun görülmüştü. Gece yattım. Bir ara kalktım baktım arkadaş takım elbiseleriyle yatakta oturuyor. Nedenini sordum. Cevap veremedi. Daha sonra sordum ve Ermeni asıllı olduğunu öğrendim. “ Türkler bizi astı kesti” söylentileriyle büyümüş ve benim o gece onu keseceğimden çekinmiş, öylece oturuyor.”
Fransa’da yaygın olarak bulunan et domuz eti olduğundan Lemi Yerli de yemek problemi yaşamıştır. “Bir gün menejere bu konudaki sıkıntımı anlattım. O da aşçıyı çağırıp benim için kuzu pirzolası yapmasını istedi. Neyse ben yemeğimi afiyetle yedim. Meğerse beni kandırmış. Ben de domuz etini kuzu pirzolası niyetine yedim.”
Lemi Yerli’li Racing birinci yıl 4., ikinci yıl 5.olur. Racing maçlarını 60 bin kişilik Colombe Stadı’nda oynar. Bu stadın 16 tane antrenman sahası vardır. Lemi Yerli bu tesisten çok etkilenir. Sözleşmesi bittikten sonra Karşıyaka’ya geri döner. Döndükten sonra 1 yıl daha futbol oynar. Daha sonra yedek subaylığını yapmak üzere Polatlı Topçu okuluna gider. Burada enteresan bir anısı vardır. “ Bir gece ben uyuyorum. Üst rütbeli subaylar benim yanlarına gelmemi istemişler. Merak etmeye başladım. “ Acaba bir hata mı yaptım? Diye içim içimi yiyor. Beni komutanların yanına götürdüler. Meğerse Racing takımında beraber oynadığım takımın kalecisi Fransız Ordu takımı ile Türkiye’ye gelmiş ve beni sormuş. Subaylar da beni bulacaklarına dair söz vermişler. Arkadaşlarımla görüştük. Bu arada üst rütbeli subaylar da “ Neden Fransa’da top oynadığını söylemedin ? “ diye bayağı kızdılar bana.”
Lemi Yerli, 1954 yılında evlendi. 1955 yılında ordu milli maçında sakatlanır ve futbolu bırakır. Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğundan arazilerinde ziraatla uğraşmaya başlar. Tam 35 yıl hayvancılık ve ziraatçılık yapar. 1980 yılında İbrahim İskeçe başkanlığındaki federasyona seçilir. Karşıyaka’nın mahalli ligden ikinci lige çıkarılmasında büyük rol oynar. Süleyman Özçalışkan, Akın Barhan ve Ertuğrul Dilek’in büyük pay sahibi olduğunu söylüyor Lemi Yerli. Büyük mücadele yapılır. İbrahim İskeçe 3.ligi kaldırmak istemektedir ama planlarında KSK’nin 2.ligde yer alması yoktur. Spor bakanı Talat Asal onun istifasını kabul eder ve yerine Mazhar Zorlu getirilir. Lemi Yerli ve arkadaşlarınca hazırlanan taslak kabul edilir ve KSK için kötü günler geride kalır.
1980 yılında Olimpik Milli Takımı onun başkanlığında İtalya’ya gider ve yapılan maç 3-2 biter. KSK yine bir turnuva için Bursa’ya gider. Terzi İsmail adında fazla konuşmayı sevmeyen koyu Karşıyakalı bir kişi de vardır aralarında. KSK orada F.Bahçe, Bursaspor ve Gençlerbirliği’ni yener ve şampiyon olur. Akşam yemekte KSK’li oyuncuların karşısında G.Birliği takımı vardır. Yemek yeniyor. Terzi İsmail traş olmayı da sevmeyen bir kişidir. G.Birliği başkanı aynı zamanda Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Prof.Dr. ‘dur “ Kim bu adam bizi tanıştırırmısınız ?” diye sorar. Sancar Dilekçioğlu atılır. "O bizim Macar hocamız Türkçe bilmez “der.
Lemi Yerli, şimdi kulüpte onur kurulu olarak kendilerine ayrılan mekanda eski sporcu ve idareci arkadaşlarıyla çok güzel zaman geçirdiğini söylüyor. “ Hepimizin arzusu KSK’nin her branşta layık olduğu yere gelmesi.” Diye de ekliyor. “ Bizim devremiz olan 1940-1955 yılları arasında Boyacı Hüseyin Serttaş, Dr.Orhan Alpyörük, Dr.Faik Bey, Hilmi Ziya Apak, İsmail Özerk ve Beliğ Beler zamanında Karşıyaka tarihinin en güzel yıllarını yaşamıştır. Çok değerli sporcular yetişmiştir. “
Çok güzel bir albümü var Lemi Yerli’nin. 1944-1945 yılında çikolatalardan çıkan KSK’li futbolcuların kartlarını gösteriyor. Hem KSK’nin hem de Türkiye’nin yurt dışında en iyi şekilde reklamını yaptı. Yurt dışında ülkemizi temsil eden az sayıdaki sporculardan biri. Bugünkü futbolcular bile cesaret edemezken o gitti, Türkiye’nin reklamını yaptı, hem de topunu oynadı. Kebap istemedi, seccade istemedi. Bir Karşıyakalı olarak ne kadar gururlansak azdır.
Seni Seviyoruz Lemi ağabey."
2 yorum:
Bir yanda böyle spor adamlarımız var, diğer yanda yarışmada jüri değerlendirmesini beğenmeyince salonu birbirine katan folklorcüler... alakasız gibi görünebilir ama o dangalakça görüntülerin arkaplanında o veciz söz vardı, "Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim."
ben de.
son günlerde bu cümleyi çok kullanır oldum ama, "maalesef" katılıyorum..
Yorum Gönder