Maçtan önce formaların, kramponların sezon başı alınıp hiç oynamadan Denizlispor'a dönen İsmail Konuk'un avukatları tarafından haczedilmek istenmesi, yönetici istifaları, hala sonuca ulaşamayan borçların tespiti ve ödeme planının yapılanamaması, zaten asli sorun olarak karşımızda duran lisansların çıkarılamaması vs vs..Sorun yumağı tanımına cuk oturan takımımız sadece romantik bir söylem olsun diye değil gerçekten onur mücadelesine devam ediyor. Serdar'ı çıkarın yaş ortalaması 20, belki 20 bile değil ama azıcık kulaklarını çekmek gerekse de üstündeki sorumluluğu ellerinden geldiğince sırtlamaya çalışan saygıdeğer, genç bir oyuncu grubu yavaş yavaş kavga etmeyi öğreniyor ve biz taraftarlar da bu süreci tedirgin bir şekilde izlemeye devam ediyoruz.
Neresinden başlayacağımı bilemeyeceğim derecede dolu, keyifli bir maçtı. Geçen hafta Gaziantep B.B.'yi yenen takım kendine güvenmeyi öğrenmiş, artık 9.hafta maçlarına çıktığı için henüz tam olarak pişmiş olmasa da alttan ısıtan alevi hissetmeye başlamış genç oyuncular biraz daha "futbol" oynar olmuştu.
Beklentimiz yüksekti desem yalan olur ki açık konuşmam gerekirse Körfezimiz beklentilerin üstünde bir futbol sergiledi. Maçın başında yediğimiz gol moralleri bozmuş olsa da genç takım toparlanmayı başardı. Golü yediğimiz anda Kayseri Erciyesspor'la ilgili kötü anılarımız canlanmadı değil. Süper Lig'e çıktığımız sezon Kayseri'den 6-1'lik bir mağlubiyetle dönmüş ve bu mağlubiyet teknik direktör Fuat Yaman'ın sonu olmuştu. Onun yerine gelen Kayhan Çubuklu ise Kocaelispor'u Süper Lig'e taşımayı başarmıştı (Evet Kayhan Çubuklu, Engin İpekoğlu değil). Bizim için neyin hayır neyin şer olduğunu bilemediğimiz üzere çok hayırlı bir rezalet mağlubiyetti yani.
Golü yedikten sonra gaflet uykusundan uyanan oyuncularımız maçı biraz daha ister oldular. Bunun karşılığı da atılan 2 gol ile alındı. Zaten maçın gidişatı bir futbol maçından çok basketbol maçı gibiydi. İki takım oyunun belli bölümlerinde üstünlük kurdular ve set hücumu yapar gibi rakiplerini rahatsız ettiler. Kontra ataklar da fast break tadındaydı ki kontra atak şeklinde gelişen iki atağımızda ilk yarıda Gökhan Meral'in kaleciyle karşı karşıya auta vurduğu top ve ikinci yarı Serdar'ın direkten dönen topu ile iki golü göz göre göre heba ettik. Emirhan'ın Yunus'un kullandığı kornere altıpas üzerinden yaptığı kafa vuruşunu da sayarsak 5-1'e getirebileceğimiz maçı yediğimiz ikinci korner golü ile 2-2 bitirmek zorunda kaldık.
Yine de süreci gelişim olarak nitelendirebileceğimiz için mutluyum. Futbol sonuç oyunu olsa da oynanan futbol geliştikçe meyveler toplanacaktır. Ligin ilk haftasındaki Bucaspor maçını düşündüğümüzde bugün gelinen nokta ciddi anlamda ilerleme kaydettiğimizi gösteriyor.
Gençlerimiz heyecanlarını yenmeyi ve kondisyonlarını ekonomik kullanmayı da öğrendiklerinde biz bu ligde kalırız ve en azından umutlu olduğumuz gelecek günlerde temizlememiz gereken tek şey borçlar olur. Ocak ayında lisansların çıkacak olduğunu varsayıyor olsak da gün geçtikçe gelişen takımı bozmamak da tercihler arasındaki yerini alabilir, tabii gelişme sürecinin devam etmesi kaydıyla.
Haftaya Ç.Dardanelspor'la İsmetpaşa'da karşılaşacağız. Bir adım daha atmak demek kesinlikle içeride 3 puanı almak demek. Sonuca odaklanmak istemiyor olsak da iyi oyun puan toplamaya yetmiyor ama şahsi fikrim çocuklar onlara olan güvenimizi zedelemesinler, yine ciğerleri yokmuş gibi koşsunlar, tekmeye kafa soksunlar yeter. Gerisi Allah Kerim...
0 yorum:
Yorum Gönder