Bugünümüzden hayır olmadığı aşikar, gelecek ile ilgili öngörüde bulunabilecek herhangi bir materyale de sahip değiliz. Geriye zamanlardan sadece geçmiş kaldığına ve övgü duyduğumuz bir geçmişimiz olduğuna göre, Milliyet gazetesi de arşivlerini internet üzerinden paylaşma güzelliğini yaptığına göre buyrun rekor puan farkıyla 2.ligden 1.lige çıktığımız 1991-1992 sezonuna geri dönelim. 2.lig bölümünü geçelim, kupada Fenerbahçe ile oynadığımız ve eleyerek çeyrek finale çıktığımız maçtan başlayalım.
En baştan belirtmem gereken şey Fenerbahçe'nin Kocaeli'de bir dolu taraftarı olmasına rağmen çok antipatik görüldüğüdür. Dolayısıyla Fenerbahçe ile oynanan maçlar diğer ikisine oranla biraz daha önemsenir. En azından benim çevremde böyle bir hava hakim.
Tarih 30 Ocak 1992. Kupada Kocaelispor ile Fenerbahçe eşleşmiş. Statü tek maçlık eleminasyon. Maç İzmit'te oynanacak ama Fenerbahçe maçı İstanbul'a aldırmak istiyor. Bugünkü -hala kısmi ve adil olmamakla birlikte- kurumsal yapıdan uzak TFF konu ile ilgili ne düşünüyor ne yapıyor bilemiyorum ama Fenerbahçe kulübü bu isteğini yüksek sesle dile getirebiliyor. Dönemin başkanı Sefa Sirmen daha sonra çok daha cesur çok daha Mourinhovari hale gelecek olan beyanat döneminin marşına basıyor ve "Taraftarımıza ihanet etmeyiz" diyor.
Artık maçın İsmetpaşa Stadı'nda oynanacağı kesinleşiyor. Maçın oynanacağı tarih 3 Şubat 1992 ama o gün öyle bir kar yağıyor ki zaten bozuk olan zemin iyice patates tarlasına dönüyor. Maçın hakemi Bülent Yavuz çıkıyor sahaya sınavı yarına erteledim çalıştıysanız zaten unutmazsınız, çalışmayanlar da çalışsın gelsin diyor. Fenerbahçe İstanbul'a, tribünlerdekiler evlerine, Kocaelispor da henüz KEV Sefa Sirmen Tesisleri'nin olmadığı günlerde derme çatma antrenman sahalarına geri dönüyor. Fenerbahçe teknik direktörü Venglos'un "Bu sahada futbol oynanmaz, önemli olan futboldur" açıklaması olacakları sezmiş olabileceği ihtimalini düşündürüyor.
4 Şubat geliyor, çatıyor. Daha fazla ertelemeye hiç kimsenin tahammülü yok. Maç oynanıyor ve Kocaelispor Tanju'lu Fenerbahçe'yi Saffet'in golüyle 1-0 yenip çeyrek finale yükseliyor. Yalan yok zemin de yardım ediyor. Hem Milliyet hem Kocaeli gazetesinden okuyabileceğiniz üzere Tanju zemine takılıyor ama Saffet takılmıyor ve 2.Ligde fırtınalar estiren, bir sonraki sezon da 1.Ligi sallayacak takım ilk sinyalleri bu maçla birlikte veriyor.
Her ne kadar müteşekkir bir şekilde anıyor olsak da dönemin Milliyet gazetesine dokundurmadan geçme şansımız da yok. Fenerbahçe'nin elenmesini hazmedemiyorlar. Manşetin hemen üstündeki yazıda Şenes Erzik federasyonuna verip veriştiriyorlar. "İşte Futbol Federasyonunun, bu federasyonun hakemlerinin yeni marifeti" diyerek başlıyor "Burada ancak çamur banyosu yapılır ama bu ayıp futbolcuların değil Erzik ile işbirlikçilerinin" diyerek bitiriyorlar yazıyı. Bir diğer yazıda ise Kocaelispor'un golünün ofsayt tartışmalı olduğunu yazıyorlar. Günümüzde de dozajı azalmış olmakla birlikte süregiden medya baskısı o günlerde hat safhada. Bir de maliyet hesabı yapıyorlar. Her ne kadar aşağıdaki hesap 950 milyon lira ediyor olsa da Saffet'in maliyetinin bir açıklaması var.
Sabah tadı veren bir başka gazete ise maçı aşağıdaki şekilde aktarıyor. Kocaeli gazeteleri için ise şimdi pek olmadığı üzere Kocaelisporluluk ön planda.
Nihayetinde Kocaelispor turu geçiyor. Golü atan Saffet kahraman ilan ediliyor ve Sefa Sirmen'in bastığı marştan devam ediyor "Real Madrid de gelse yenerdik!"
Saffet'in fotoğraftaki rahatlığına ve takım elbisesinden yadigar gri pamuk çoraplarına da zoom yapmak boynumuzun borcu. Bir yandan da"yorgunluk kahvesini" yudumlamayı ihmal etmiyor. Normal insan Facebook profiline koymaz bu fotoyu ama Saffet Sancaklı pek bir erkek, tarzından ödün vermiyor.
Çeyrek finalde Gençlerbirliği'ni de eleyen Kocaelispor yarı finalde Bursaspor'a 1-0 yenilerek eleniyor. Maçın hakemi Oğuz Sarvan İsmetpaşa'da Erol'a kırmızı kart gösteriyor ve maç sonunda "istenmeyen olaylar" yaşanıyor. Medya Fenerbahçe'den kalan hesabı ödetiyor. "Kocaeli eski kötü alışkanlıklarına bir yenisini ekledi"
Bir Federasyon Kupası hikayesi Street Fighter modunda sona eriyor. Körfez bir sonraki yıla gümbür gümbür girmeye hazırlanıyor.
Ve tabii ki devamı geliyor...
En baştan belirtmem gereken şey Fenerbahçe'nin Kocaeli'de bir dolu taraftarı olmasına rağmen çok antipatik görüldüğüdür. Dolayısıyla Fenerbahçe ile oynanan maçlar diğer ikisine oranla biraz daha önemsenir. En azından benim çevremde böyle bir hava hakim.
Tarih 30 Ocak 1992. Kupada Kocaelispor ile Fenerbahçe eşleşmiş. Statü tek maçlık eleminasyon. Maç İzmit'te oynanacak ama Fenerbahçe maçı İstanbul'a aldırmak istiyor. Bugünkü -hala kısmi ve adil olmamakla birlikte- kurumsal yapıdan uzak TFF konu ile ilgili ne düşünüyor ne yapıyor bilemiyorum ama Fenerbahçe kulübü bu isteğini yüksek sesle dile getirebiliyor. Dönemin başkanı Sefa Sirmen daha sonra çok daha cesur çok daha Mourinhovari hale gelecek olan beyanat döneminin marşına basıyor ve "Taraftarımıza ihanet etmeyiz" diyor.
Artık maçın İsmetpaşa Stadı'nda oynanacağı kesinleşiyor. Maçın oynanacağı tarih 3 Şubat 1992 ama o gün öyle bir kar yağıyor ki zaten bozuk olan zemin iyice patates tarlasına dönüyor. Maçın hakemi Bülent Yavuz çıkıyor sahaya sınavı yarına erteledim çalıştıysanız zaten unutmazsınız, çalışmayanlar da çalışsın gelsin diyor. Fenerbahçe İstanbul'a, tribünlerdekiler evlerine, Kocaelispor da henüz KEV Sefa Sirmen Tesisleri'nin olmadığı günlerde derme çatma antrenman sahalarına geri dönüyor. Fenerbahçe teknik direktörü Venglos'un "Bu sahada futbol oynanmaz, önemli olan futboldur" açıklaması olacakları sezmiş olabileceği ihtimalini düşündürüyor.
4 Şubat geliyor, çatıyor. Daha fazla ertelemeye hiç kimsenin tahammülü yok. Maç oynanıyor ve Kocaelispor Tanju'lu Fenerbahçe'yi Saffet'in golüyle 1-0 yenip çeyrek finale yükseliyor. Yalan yok zemin de yardım ediyor. Hem Milliyet hem Kocaeli gazetesinden okuyabileceğiniz üzere Tanju zemine takılıyor ama Saffet takılmıyor ve 2.Ligde fırtınalar estiren, bir sonraki sezon da 1.Ligi sallayacak takım ilk sinyalleri bu maçla birlikte veriyor.
Her ne kadar müteşekkir bir şekilde anıyor olsak da dönemin Milliyet gazetesine dokundurmadan geçme şansımız da yok. Fenerbahçe'nin elenmesini hazmedemiyorlar. Manşetin hemen üstündeki yazıda Şenes Erzik federasyonuna verip veriştiriyorlar. "İşte Futbol Federasyonunun, bu federasyonun hakemlerinin yeni marifeti" diyerek başlıyor "Burada ancak çamur banyosu yapılır ama bu ayıp futbolcuların değil Erzik ile işbirlikçilerinin" diyerek bitiriyorlar yazıyı. Bir diğer yazıda ise Kocaelispor'un golünün ofsayt tartışmalı olduğunu yazıyorlar. Günümüzde de dozajı azalmış olmakla birlikte süregiden medya baskısı o günlerde hat safhada. Bir de maliyet hesabı yapıyorlar. Her ne kadar aşağıdaki hesap 950 milyon lira ediyor olsa da Saffet'in maliyetinin bir açıklaması var.
Sabah tadı veren bir başka gazete ise maçı aşağıdaki şekilde aktarıyor. Kocaeli gazeteleri için ise şimdi pek olmadığı üzere Kocaelisporluluk ön planda.
Nihayetinde Kocaelispor turu geçiyor. Golü atan Saffet kahraman ilan ediliyor ve Sefa Sirmen'in bastığı marştan devam ediyor "Real Madrid de gelse yenerdik!"
Saffet'in fotoğraftaki rahatlığına ve takım elbisesinden yadigar gri pamuk çoraplarına da zoom yapmak boynumuzun borcu. Bir yandan da"yorgunluk kahvesini" yudumlamayı ihmal etmiyor. Normal insan Facebook profiline koymaz bu fotoyu ama Saffet Sancaklı pek bir erkek, tarzından ödün vermiyor.
Çeyrek finalde Gençlerbirliği'ni de eleyen Kocaelispor yarı finalde Bursaspor'a 1-0 yenilerek eleniyor. Maçın hakemi Oğuz Sarvan İsmetpaşa'da Erol'a kırmızı kart gösteriyor ve maç sonunda "istenmeyen olaylar" yaşanıyor. Medya Fenerbahçe'den kalan hesabı ödetiyor. "Kocaeli eski kötü alışkanlıklarına bir yenisini ekledi"
Bir Federasyon Kupası hikayesi Street Fighter modunda sona eriyor. Körfez bir sonraki yıla gümbür gümbür girmeye hazırlanıyor.
Ve tabii ki devamı geliyor...
4 yorum:
eli öpülecek bir insansın,
böylesi olağan bir konuyu okurken bile gözlerim doldu,
(belki şimdiki durumumuzun vehametinden)
anlatımın muhteşem acilen devam etsin istiyorum...
O günümüzün yazarlarıda aynıymış..
Ömer Üründül,Gürkan Bilgiç..Köşe yazılarını görebiliyoruz gazete küpürlerinden..
Bu arada 4 sene kocaeli'de yaşayan biri olarak takipteyim..
o zamanlar daha ayan beyan anadolu takımları rencide ediliyormuş. gazetelerden sanki başka bi boyuttan gelmişiz gibi davranıldığını anlıyoruz hemen.
ayrıca o saffetin fotosuna bittim ne karizma :)) bugün düşünsene drogba böyle bi foto çektiriyo mesela :) ha bide saffeti hep can tanrıyar a benzetmişimdir
@Ümit bey teşekkürler..o günleri yaşayan herkes tekrar hatırlayınca duygulanır, elde değil..
@lebowski sağolasın, devam edeceğiz umuyorum.
@Gökmen sorma iyice acıların çocuğu yapmışlar bizi :)
Yorum Gönder