Antalya'lı. Futbola Kemerspor'da başladı, sırasıyla Kemerspor, Denizlispor, Fenerbahçe, Gaziantepspor, Ankaraspor, A.Sebatspor ve tekrar Denizlispor formalarını giydi. Kariyer anlamında kendisini fena halde Ceyhun Eriş'e benzetirim. Tek farkları Yusuf'un aklının başına gelmiş olması. Bugünlerde Bursaspor forması ile yaratıcı futbolculuğun en güzel örneklerini sunmaya devam ediyor. Çalkantılı kariyerinin Denizlispor dönemi ile düzene girmesini evlenmesine ve çocuğu olmasına bağlıyor. Bursaspor resmi sitesindeki röportajında "Son 2 yılımın başarılı geçmesinin tek ve kesin bir nedeni var. O da evlenip çocuk sahibi olmam. Artık çok daha fazla sorumluluk sahibiyim. Niye futbol oynadığımı daha iyi biliyorum artık. Çocuğum ve eşim için. Onların geleceğini garanti altına almak zorundayım. Bu yüzden futbolum daha başarılı oldu. Oyunumda daha da olgunlaştım. Eşim ve çocuğumun geleceğini düşünüyorum. Tüm çabalarım onlar için" diyor. Fenerbahçe döneminde zaman zaman parladığı maçlar olsa da asla değişmez adam olamadı, bunu da ucunu kaçırdığı gece hayatına bağlıyor ve ekliyor "Futbol ömrü aslında çok uzun değil. Bu kısa sürede kazanabildiğimiz kadar çok kazanıp kesemizi doldurmak gerekiyor. Futbolcu ağabeylerimizin dediği gibi, futbol hayatımız bitince paraya daha çok ihtiyacımız olacak. 32 yaşındayım ve hâlâ kesemi daha çok doldurmak için uğraşıyorum. Bir de her genç futbolcuya bir an önce evlenmelerini tavsiye ederim. İnsan hayatında çocuk da çok önemli. Hayata bakışınız değişiyor".
Bu açıklamaları okuyunca insanın içinden keşke 20 yaşında evlenseydin diyesi geliyor. Hem geçtiğimiz yıl hem de bugünlerde oynadığı futbolu izleyince bu kadar klas hareketleri bu kadar rahat yapabilen oyuncu sayısının ne kadar az olduğunu tekrar anlıyoruz. Gaziantepspor forması ile Roma'ya attığı gol hala hafızalarımızda. Bize Euro 2008 kapısını açan maçlardan biri olan Norveç karşılaşmasındaki son dakikalarda topu ileride tutma görevi de Fatih Terim tarafından ona verilmişti ve görevini kendisine yakışan olgunlukta yerine getirdi. Bosna Hersek ve Estonya karşılaşmaları için tekrar Milli Takım'a davet edildi. Topsuz oyundaki etkisizliği nedeniyle forma şansı bulamayabilir de ama Fatih Terim'in hücum anlamında sıkışan maçlarda bu tip oyuncuları çok sevdiğini Tümer örneğinden biliyoruz. Takımımızdaki orta saha oyuncularımıza baktığımızda da oyuncularımızın genelinin ya hücumu ya da savunmayı beceremediği aşikar dolayısıyla Yusuf'un forma şansı bulması sürpriz olmaz. Aklı başına geç gelmiş olsa da saygı duyduğumuz bir oyuncu olduğunu açıkça söyleyebiliriz. Bursaspor bu hafta Galatasaray ile oynamamış olsaydı Yusuf Milli Takım'a davet edilir miydi? Tartışılır. Bu da başka bir post konusu olsun.
At avrat iddaa
-
Bu blogun takip edilecek bir tarafı kalmadı ama iddaa tahminleri yapıp
biraz eğlenelim diye at avrat iddaa diye bi blog yazalım dedik. Orayı takip
edebilir...
7 yıl önce
8 yorum:
terim de karısının telefonda kendisi olduğunu anlayınca çığlık çığlığa kaldığını ve burdan iyi bir evliliği olduğunu anladığını belirtmişti. severek takip ettiğimiz, babamın deyiyimiyle "o nasıl ayak bileğidir la?" sorusunu sorduran adamdır yusuf. çalımları ve bilek hareketleri seyre değerdir. haftaya bursa'ya gidip de canlı izlemek var aslında. feci halde de feridun düzağaç'a benzer bu adam ayrıca, bu da bi başka bir neden sevmemiz için :)
rahatlığı çok garip gelir bana..5 kişinin arasında sanki kimse yokmuş gibi sürüyor adam topu sonra bırakıveriyor birisinin önüne.Zamanında Koraç Kupası'nı da kazanan bir Efes Pilsen vardı, bu tip işleri Naumoski yapardı orada, topu getirip 2-3 kişiyi üstüne çeker asisti yapıverirdi, Yusuf da onun futbolcu versiyonu..F.D.'ye de benziyor hakikaten bak dikkatimi çekmemişti :)
hem de ne rahatlık. iki yıldır lincöln'ün attığı kazığı hazmedemeyen gassaraylılara iyi ders verdi bursalılar.
abi naumoski dersen iş değişir yalnız. onun o formanın askısına alnının terini silişini yıllar yılı taklit ettik biz. beşi de sayıvereyim yalan yanlış naumoski,ufuk,orhun,mcrae ve önlerinde bi 15 numara :)
hmm..dur bakalım hiçbir yere bakmadan hafızamı yoklayayım..
naumoski bir tabii ki, o 15 numara dediğin ufuk sarıca :), volkan vardı(8) olympiakosa deli bi basket attığını hatırlarım orta sahadan 30 saniye süresi dolarken, soyadı aydın olabilir ama %100 emin değilim, larry richard vardı zenci onu da hatırlarsın muhtemelen karpuz atar gibi tek eliyle atardı serbest atışları, bir de tamer oyguç pivottu etti 5, yedek olarak takım kaptanı taner korucuyu hatırlıyorum başka da bir isim gelmedi aklıma..orhun yoktu zannediyorum yedekse bilemem ama ilk 5 bu şekildeydi..vay be ne günlerdi o maçlara izmitteki okuldan organizasyon düzenlenirdi gitmek nasip olmadı..bir kere de bir ülker maçına otobüs kaldırılmıştı tam o gün avrasya feribotu kaçırılmıştı, kaçıranlar boğaz köprüsünde patlatacağız dedikleri için bizimkiler tırsmıştı o maça da o yüzden gidemedik :) uğur dündar'ın helikopterden feribota atlayışını dün gibi hatırlarım, tey gidi tey...
(bu arada sağol o dönemden bir post çıkar nasıl aklımıza gelmedi bunca zamandır)
Ben de yanlış hatırlamıyorsam Orhun yok, Volkan ve Tamer var..
Orhun Ene dolaşıyordu o sıralar sürekli takımdan takıma. Büyük adamdır yalnız o da.
Bir de favorilerden karizmalı kaptan Taner'in finalde Aris taraftarına tek başına dalışı var unutulmaz...
Aris maçında havada uçuşan koltukları hatırlarım. O maç da unutulmaz hakikaten pis herifler ne çamur yapmışlardı. Ülker'in mazisi çok eski değil aslında, İzmit'te Nasaş takımı vardı onu alıp Ülker yapmışlardı Orhun ve Harun'u da sadece o takımdan hatırlarım ama tabii çok ayrıntılı bilgi sahibi değilim..Basket Europe yazarı Oktay arkadaşımız okursa derdimize derman olabilir..
15 ufuk sarıca'ydı, murat evliyaoğlu'nun tipini unutmak mümkün değil. tamer oyguç vardı sonra 13 formayla. hiç araştırıp soruşturmadan aklıma gelenler bunlar. harbiden iyi bir post olur abi bunlara dair.
Yorum Gönder