Hepimizi hasta etti. Adı telafuz edildiğinde önce yok canım dedik ama Başkan kararlıydı, gelecekti. Sonra ayak baş parmağındaki tırnağı batıyormuş, almayacağız dediler. Olan olmuştu tabi, hakkında yorum yapılmayan site kalmamıştı, sonuç hüsran. Sonrasında öğrendik ki menejerler anlaşılan ücretten fazlasını istemişler. Başkan zamansız açıklamasının kurbanı olmuştu, hem sözünü yedi hem bizi üzdü. 1993-94 yıllarında buna benzer bir şehir efsanesi dönmüştü İzmit'te. Herkes duymuş mudur bilmem, ben küçücük halimle dikkatle konuşulanları dinlerdim, Mattheaus Kocaelispor'a gelecek diyorlardı. İtalya'da 1990 Dünya Kupası'nı kaldıran Mattheaus. Ne bileyim ufacığım yaşasın diyordum, yakışır. Pek tabi o dedikodu bundan bile balondu, çabuk söndü zaten. Allah'tan öyle olmuş, fazla yayılmadı, biz de komik duruma düşmedik. 2008 yılında anladım ki yaşadığım heyecanın yaşımla bir ilgisi yokmuş ya da bedenen büyümüş ruhen çocuk kalmışım. O yıl dönen bu dedikoduyu hala hatırladığıma göre -eğer hakkın rahmetine kavuşmazsam- 2023 yılında Freddy Adu %99 Kocaelispor'da haberleri ayyuka çıktığında paylaşacak iki tane hikayem olacak demektir.
Transfer sezonu kapandı, Araplar en çok konuşulan mevzu olmaya devam ediyor, bir süre daha böyle gider. Tabi Arapların, Rusların, Amerikalıların para saçmadığı oyuncular da var. Bu oyuncuların bazıları kendi isteğiyle bazıları maddi konularda anlaşamadıklarından bazıları yaşları kemale erdiği için bazıları da yıllar süren sakatlıklarından futbolcu oldukları unutulduğundan dolayı hiç bir takımla anlaşamadılar. Aslında hepsini toplasanız TSL'de ilk beşe rahat oynar ama dediğim gibi hemen hemen hepsinin en az bir defosu mevcut.
Canizares :
Koeman futbolcu iken özellikle frikiklerden muhteşem şutlar atardı. Bir yıl süren Valencia macerasında attığı en baba şut Canizares oldu. Canizares,
Koeman kimmiş beni kovuyor? psikolojisini atamadı üzerinden. Geçtiğimiz sezon futbola devam etmek istediğini söylemişti ama daha ocak gelmeden Kahn'ın izinden de gidebilir.
Abel Xavier :
Galatasaray'dan hatırladığımız...aslında hatırlayamadığımız, nasıl hatırlayalım adam binbir surat Atilla Arcan. Şahan, Beyaz ya da Levent Kırca mı desem? Ama o da makyajla kılık yapardı. Yukarıdaki resim yerine herhangi bir esmer adam koysaydım pek yadırganmazdı sanırım. Bu kadar imaj değişikliği sonucunda anlaşmak için gittiği kulüplere kendisinin Abel Xavier olduğuna inandıramayan futbolcu kardeşimiz sonunda işsiz kalmış, olacağı buydu.
Christanval :
Barça'da popüler olmuştu, bugünlerde Abidal'i kendisine benzetmekteyim, Allah sonunu benzetmesin. 2005 yılında transfer olduğu Fulham'da sakatlanmaktan başka birşey yapamadı. İlk yıl 8, ikinci yıl 22 maça çıkabildi. Geçtiğimiz yıl sadece bir maçta sahada görüldü. Futbola Fransız kalmasının bedeli ocak ayına kadar yatmak.
Fernando Couto :
Geçtiğimiz yıl Parma'yı düşüren oyunculardan biriydi. Eski günlerindeki gibi olsa tek başına bir kademe yükseltirdi takımı. Eski günlerinden uzak olduğunun artık herkes farkında. Ocağa kadar Antonio Banderas'ın dublörlüğü görevini üstlenecek.
Appiah :
Röportajlarında Fenerbahçe'ye giydirmeye devam ediyor. İlk geldiği zamanı hatırlarım da ne sağlam adamdı. Hakikaten ne oldum dememek lazım özellikle futbolcuysanız. Futbol adına eski günlerine dönmesini istediğim oyunculardan biridir ama dönüşü ocağa ertelendi.
Gravesen :
Bu adam Türk olsaydı kesin güreşçi olurdu hatta yağlı güreşçi olurdu. Kırkpınar'da kıspete parmak atarken izlerdik kendisini. Çok güçlü kapı gibi bir adam. Özellikle Makelele'nin Chelsea'ye transferinden sonra ortaya çıkan "sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa?" sorununa çözüm olması amacıyla Real'e kadar gitmişti ama fazla kalamadı. Celtic arkası eski takımı Everton'a kiralık gitti ama sezon sonunda teşekkür belgesi ile uğurlandı. Henüz 31 yaşında, boşta kalmış olması şaşırtıcı.
Ronaldo :
Gilardino'yu Fiorentina'ya gönderen Milan, Ronaldo'yu da McDonalds United'a bedelsiz vermiş. Son sakatlığının ardından futbola dönüp dönmeyeceği bile meçhuldü. Bu göbekle daha da meçhul gibi ama ocağa kadar eritirse çok az oyuncuda olabilecek bir krediye sahip. Hatta Manchester City'nin kendisine bir teklifte bulunacağına dair asparagaslar dolaşmaya başladı bile. Unakıtan mantığında olabilirler, diğer Ronaldo'yu alamazsak bunu alırız, biz bunu dediydik deriz.
Ljungberg :
Ljungberg'in derdi nedir anlamış değilim. Hala ciddi teklifler alabilecek durumda, aldı da. Adı Porstmouth, Aston Villa, Everton, Blackburn, son olarak Monaco ile anıldı. Sonuç : İsveç'te tam pansiyon 4 ay tatil. Bezmiş artık sanırım, zaten modaya vurmuş kendisini son günlerde. Karizma adam hakkıdır.
Ve Davids :
Belki kendisinin hiçbir kabahati yok ama tepkiliyiz kardeşim, menejer falan anlamayız. Ne oldu şimdi üç kuruş fark var diye bize gelmedin de? Hoş gelseydi de hayırlı mı olurdu şu durumda pek emin değilim, sağlık olsun. 35 yaşındaki Davids belki de kariyerine bir takım daha eklemek istemiyordur. Artık elinde kalanlar sadece Katar, Kuzey Amerika ve Avustralya. Onun da önünde düşünmek için bol bol vakti var.
Ben bunu hak etmedim diye ağlayabilecek diğer kader mahkumları :
Celestine Babayaro
Trevor Sinclair
Aparecido Cesar
Alessio Tacchinardi
Stefano Fiore
Alvaro Recoba
Cristiano Lupatelli
Johan Micoud
Emanuele Manitta
Patrick Kluivert
Thiago Motta
Giuliano Giannichedda
Fabio Galante
0 yorum:
Yorum Gönder