Büyük turnuvalar özellikle oyuncular üzerindeki psikolojik etkisi bakımından farklıdır. 2 yılda bir düzenlenen müthiş organizasyonlardaki maçlar, bütün Dünya'nın gözleri önündeki oyuncular tarafından ekstra bir ciddiyet ekstra bir motivasyon ile oynanırlar. Dolayısıyla bu maçta baz aldığım takım Euro 2008'de harikalar yaratan takım değil Zafer Günlerinde Malta'ya puan veren takımdı ve ilk yarıyı yine ağzımdaki Malta eriği tadıyla izledim. Hiçbir oyuncusunu tanımadığım Ermenistan beklendiği üzere tipik sürpriz takım karakterinde oynadı. Kötü bir zeminde sert futbol ve kontralarla gol bulmaya yönelik bir anlayış. Savunmanın göbeğindeki oyuncularımızın da ciddi bir hızlanma problemi olduğunu göz önüne alırsak tehlikeli kontralar yiyebileceğimiz gerçeğini gözardı edemezdik. Neyse ki korkulan olmadı, Ermenistan birkaç kez tehlike potansiyeli olan ataklar geliştirmeye çalıştı ama birinde Servet biçti birinde Gökhan indirdi -sarı kart gördü- diğerleri de biraz beceriksizlikleri biraz da rüzgarın etkisiyle eridi gitti. İkinci yarının başlarında da aynı tat devam ediyordu ama Kazım'ın oyuna girmesi ile sonuca yönelik hareketler çoğalır gibi oldu, ilk golün asisti de Kazım'dan geldi ve maç boyunca başka bir artı hareketini göremediğimiz Tuncay'ın golü ile öne geçmeyi başardık. Mevlüt Sochaux forması altındaki gol kaçırma hastalığını yine sürdürdü ama biraz sabır ile daha başarılı olacaktır. Semih her zamanki gibi doğru zamanda doğru yerdeydi ve 2.gol geldi. Zaman geçtikçe Semih'i Tanju'ya daha fazla benzetir oldum, tam bir sonuç adamı. Arda'nın 3 kişiyi peşine taktığı pozisyon çok güzeldi ama sonuçlanamadı. Takım öne geçip daha stressiz olduğu zaman oyuncuların performansları da anında değişiyor. Özellikle Arda golden sonra çok daha sorumluluk sahibi ve akıllı bir oyun sergiledi. Oyunun geneline baktığımızda sonuca gitmemiz dışında pek birşey göremedik ama politik kasırga, sert oyun, sezon başı bermuda şeytan üçgeninden kayıpsız çıkmış olmamız sevindirici. Çarşamba günü Belçika ile yine zor bir maçımız var. Laf olsun diye zor değil, özellikle Olimpiyatlarda yarı final oynayan kaliteli gençlere sahip bir ekipten söz ediyoruz. Başta bu sezon Manchester City'ye transfer olan savunmacı Vincent Kompany olmak üzere oynayacak olanlar başımıza iş açabilirler. Şili maçından da Ermenistan maçından da daha iyi olmamız lazım. İş bu maçla da bitmeyecek mutlaka ama bu grup maçları Çekler hariç her takım için sürprizlere gebe -onlar ne hikmetse uzun yıllardır kolay kolay puan kaybetmiyor bu grup maçlarında-, o yüzden umuyorum Fatih hoca haklıdır, artık kazanmayı öğrenmişizdir.
0 yorum:
Yorum Gönder