Blog dediğimiz meret zaman bulduğumuz ölçüde güncel tutmaya çalıştığımız bir mekanizmadan çok yaşayan bir organizmaya benziyor. Yazdıkça yazıyoruz. Dünya döndükçe biz yazıyoruz, biz yazıyoruz dünya dönmeye devam ediyor. Gelenler oluyor, gidenler oluyor. Bloga yazdığım süre içinde, paylaşmayı unuttuklarım haricinde -ki bu post da geç kalmış bir posttur- şahsım adına dördüncü önemli kayıptır Gazanfer Özcan.
Ne kadar önemli olduğu tartışmaya açık bir çok konuda sinir ve stres dolu, acımasız, hakaretlere varan düşüncelerimiz, yazılarımız, sözlerimiz var ama hayatta istisnasız herkes için geçerli gerçek çok sık olmasa da tüm bunların anlamsızlığını yüzümüze tokat gibi çarpıyor.
İnsan beyninin kapasitesi çok tartışılan bir konu. Bana sorarsanız bu kadar önemli bir gerçeği bile günlük hayatının bir parçası haline getirememiş insanoğlunun beynini kullanma konusunda alacağı daha çook yol var. Her an ölümü düşünelim, her dakika bunalımda olalım demiyorum ama öleceğimizin bilincinde olursak hem insan ilişkilerimiz hem de zamanımızı verimli kullanma alışkanlıklarımız buna göre şekillenir diyorum.
Ne dersem diyeyim, uzun ince yol bazen hızlı bazen yavaş ama asla durmadan arkamda kalmaya devam ediyor, sizler için olduğu gibi.
Mekanın cennet olsun Gazanfer Özcan...
Kazım Kanat
Hasan Doğan
Bahri Beyat
0 yorum:
Yorum Gönder