* Henry Kral Kupası'ndaki ilk golünü Mallorca'ya atmıştı, geleneği sürdürdü.
* Gudjohnsen Barça formasıyla 100.maçına çıktı.
* Krkiç bu sezon 3.asistini yaptı. Yaptığı 3 asisti de gole çeviren isim Henry oldu.
* 52.933 kişinin izlediği maçta Barça ve Milan'ın eski oyuncusu Demetrio Albertini de tribünlerdeydi.
Kral Kupası yarı final ilk maçını Barça 2-0 kazandı. Mallorca maçın neredeyse tamamında kaderine razı bir görüntü sergiledi. Hadi atın kaç tane atacaksanız da gidelim, zaten turu geçeceğimiz de yok, bir dolu yol geldik yorgunuz düşünceleri yüzlerinden bile okunuyordu. Barcelonalılar da pek üzmediler kendilerini. Gol gelinceye kadar olan bölümde zaman zaman Guardiola'nın gerildiği dakikalar olsa da gollerin bir zaman bir şekilde geleceği belliydi. Çok fazla asılmadıkları maçta orta sahayı da domine edemediler. Başta Yaya Toure olmak üzere bir çok top kaybı yaptılar ama takım olmanın dayanılmaz hafifliği ile birinin yaptığı hatayı bir başkası kapatmayı bildi.
Puyol ve Xavi'nin yokluğunda Iniesta kaptan olarak çıktı. Orta sahayı derleme görevine Hleb ve Gudjohnsen destek verdi. Hava yağışlı değildi, Nou Camp'ta bir zemin probleminden de söz edemeyiz, buna rağmen maç içinde 4-5 kez futbolcular kayıp düştüler, bunlardan biri de Henry idi. Henry düşmenin de bir tekniği olduğunu gösterdi düşerken ama bu düşmelerin neden kaynaklandığına anlam veremedim açıkçası.
Messi ve Etoo'nun, üzerinde "lüzumluysa alınız" yazan yedek kulübesinde bekledikleri maçta ilk gol bir genç ve bir tecrübelinin birlikteliği ile geldi. Krkiç birkaç kez kaleyi yokladı, sonunda vazgeçip kesmeye karar verdi. İki kişinin ortasında bekleyen Henry'yi iyi gördü. Henry tam istediği gibi bir kafa vuruşu yapamamış olsa da penaltıdan hallice bir enstantane ile topu ve kaleciyi ayrı köşelere yolladı.
55.dakikada oyuna Messi girinceye kadar olan bölümde alıştığımız Barcelona pas trafiği ve anlık parlayan birkaç estetik hareket haricinde izlemeye değer pek birşey yoktu. Messi'nin oyuna girmiş olması bile uykumuzu açmaya yetti, malum o oyundayken ne zaman ne olacağı belli olmaz. 35 dakikayı halı saha oyuncusu havası ile geçirdi. Aldığı hemen hemen her topta çalımı, şutu denedi. Hatta bir pozisyonda maçı anlatan Yalçın Çetin de şaşırdı, her zamanki gibi beklenmedik bir hareket yapacak zannetti "Messiiii diye başladı söze.....bbbbu kez pas verdi" diyerek bitirdi. Messi işte pas verince bu kez pas verdi oluyor. Maçın Nou Camp'ta ve rahat bir tempoda sürüyor olması da bu durumda etkendi tabii ki. Özellikle orta sahada topla buluşup hızla karşı kaleye yöneldiğinde tribünlerden yavaş yavaş yükselmeye başlayan alkış-uğultu-çığırtı karışımı ses gerçekten insanı Messt ediyor. Bu maçta bu müthiş hareketler serisini nihayete erdirememiş olsa da dediğim gibi, günümüz estetik özürlü futbolcu bolluğunda varlığı bir nimet.
Maçın finalini son Free Kick Masters yarışması şampiyonu Marquez yaptı. Yarışmayı o kazandığında çok saçma bir sonuç olduğunu düşünmüştüm. Dünyanın en iyi frikikçisi Marquez mı yani şimdi? sorumu "Dünyanın en iyisi değilim ama Barcelona gibi bir takımda frikikleri ben kullanıyorum ve böyle kullanıyorum" diyerek yanıtladı Meksikalı. Ayıp olmasın diye birşey demedim.
3 yorum:
marquez çok güzel bi gol atmış gerçekten
hakkaten hiçbir gerilme, heyecanlanma olmaz barselonalı olsam. sırtımı yaslar izlerim. oysa ben hacettepe maçımızı bile öyle izlemedim :)
Emre Güneş'le pes oynar gibi, hep kazanıyorsun sıkılırsın :))
Emre'ye cevap hakkı doğdu şimdi :)
Yorum Gönder