25 Şubat 2009

Jose'nin Çalışmadığı Yerden Çıktı


Giuseppe Meazza tribünleri Ronaldo için iyi bilenmiş. Top ayağına her geldiğinde ıslıklamaktan geri kalmadılar. Hele çalım deneyip başaramadığında yükselen alaycı ses bütünü, bir oyuncunun halet-i ruhiyesi nasıl alaşağı edilir dersi niteliğindeydi. Ronaldo pek etkilenmemiş olsa da maçı izleyip pozisyona tepki vermenin maç boyunca Forza Inter! diye bağırmaktan daha verimli olacağını bilen bir topluluk vardı.
İlk 10 dakikada savunmaların bir daha maç boyunca vermedikleri açıkları gördüğümde yaşasın bu maçta bol gol var diye düşündüm. Hücumcuların son pas ve son vuruşlardaki beceriksizliklerini gördüğümde ise eyvah bol pozisyon az gol var diye düşündüm. Savunmalar düzeldi, hücumcular da toparlandı, ikisi birden olunca sonuçta yine başladığım düşünceye döndüm, zaten maç da başladığı gibi bitti.
İki takımda da hocaları da dahil olmak üzere yıldız enflasyonu yaşanıyor olduğu için savunmalar kişilere indirgenmiş gibi görünmedi. İki istisnai ismi ayrı tutmak lazım. Top Ibrahimoviç'e geldiğinde Unitedlıların, top Ronaldo'ya geldiğinde ise Interlilerin kalp atışları biraz daha hızlandı ve bu hızlanma ayaklarına yansıdığı için daha tedbirli bir savunma anlayışı benimsediler, yine de bu anlayış abartılı değildi. Bu ikili için ayrı bir parantez açarsak Ronaldo'nun bir adım daha öne geçtiğini söyleyebiliriz. Mevki farkının da etkisiyle Ronaldo daha fazla topla oynama şansı buldu, çoğu uzaktan olmak üzere şansını daha fazla denedi. Ibrahimoviç'in sonuca yönelmekten uzak ama aslında etkili diyebileceğimiz oyununu törpüleyenler ise hücum hattında ona ihanet eden arkadaşları oldu. Adriano oyundan çıkıncaya kadar oldukça etkisizdi. Muntari maç boyu ne yaptı hiç anlam veremedim. Stankoviç ne pas ne şut anlamında beklenen etkinliği gösteremedi. Ronaldo korkusundan Santon da soldan bindirme yapmayınca hücumda çoğalma yükünü Maicon ve Zanetti sırtlamak zorunda kaldı. Maicon bile bildiğimiz Maicon'un son hareket kalitesini yansıtamadı keza Zanetti de öyle. Interli oyuncular yeterince iyi değildiler derken sanki karşılarında boş bir takım varmış gibi de davranmayalım. Kuşkusuz bu kadar etkisiz olmaları Ferguson'un Enigma misali şifrelediği kilit sisteminden kaynaklanıyordu.
Birbirine telepatik şekilde bağlı gibi oynayan O'Shea, Evans, Ferdinand, Evra dörtlü savunmasının önünde iki süpürge operatörü Carrick ve Fletcher görev yapıyordu. Van der Sar'ı da dahil edersek toplam 7 üst düzey savunmacıyı geçmek dünyadaki herhangi bir takım için basit bir olay değil, hatta hücum ikiliniz Adriano ve Ibrahimoviç olsa bile kolay değil. Yine dünyadaki herhangi bir takım için sadece 4 hücumcu ile atak yapmak da kolay değil ama bu 4 isim Ronaldo, Giggs, Berbatov ve diğerlerine uyma gayreti takdir edilebilecek Park olunca hadiseyi sayılarla ifade etmek pek anlamlı olmuyor. Örneğin Ronaldo'nun kullandığı serbest vuruşların neredeyse hepsi çok etkili şutlardı. Kalede açı kapatma makinesi Cesar olmasaydı sonuç çok farklı olabilirdi. Futbolun ilginçliği işte 1>2 hatta nadiren 1>11 sonucu bile çıkabiliyor ortaya. Her maçın matematiği kendisine özel şekilleniyor.
Cesar'ın gerek Ronaldo'nun serbest vuruşlarında gerek yine Ronaldo'nun kafa vuruşunda gerekse Giggs'in çaprazdan gelip ona nişanladığı toptaki refleks ve pozisyon alma becerisi olabilecek en üst seviyedeydi. Taner Gülleri'nin Finishing ve Off The Ball değerleri 20 ise Cesar'ın da Reflexes ve Positioning değerleri 20, tartışmasız. Inter gibi bir takımı hem de kendi sahasında kurtaran isim Cesar oluyorsa Mourinho'nun çalışacağı çok konu var demektir. Bu maçta da hem bir türlü açılamayan Manu savunma kilidi hem de büyük çoğunluğu Cesar ve biraz da şans yardımıyla kotarılan Manu hücumlarını düşünürsek Jose'nin doğru kombinasyonu belirleyemediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Sadece Toldo'nun yedek kulübesinde sarı kart gördüğü pozisyonda gergin ve heyecanlı halini gördüğümüz Mourinho'yu İngiltere'de ukala bir gazeteci topluluğu ve tamamen dolu tribünleri ile Old Trafford stadı bekliyor olacak. Rövanşa kadar olan süreç içinde ondan duymaya alışkın olduğumuz megaloman açıklamalarından okumazsak şaşırmam. Kendini beğenmiş, iddialı, olayları abartmayı seven biri olabilir ama asla aptal değil.
Ferguson'a gelirsek, onun bir derdi yok, sakız çiğniyor. Bu kadar rahat olmasının bir nedeni de yedek kulübesini paylaştığı oyuncular. Rooney, Scholes, Nani, Tevez, Fabio, Gibson ve Foster. Özellikle ilk dördünü yedek kulübesinde yanında bırakma lüksü olan bir hocanın Yoga yapmaya ihtiyacı yok, ortam yeterince huzurlu.
İkinci maçın geçtiğimiz yıl Scholes'un füzesi ile hatırladığımız Manu-Barcelona maçının bir kopyası olması muhtemel. Ferguson macera aramayacaktır. Yine kontrollü ama biraz daha gole yönelik bir oyun görebiliriz. Sonucu ise Mourinho'nun tercihleri belirleyecek. Chelsea ile kazanamadığı Şampiyonlar Ligi'ni Inter ile kazanmak istiyorsa bu sınavdan geçmek zorunda. Vizesi çok iyi değil, finalde konu sayısı da fazla ama Mourinho azmi ile bilinen bir adam. Bakalım Old Trafford'un zemini Jose'nin azmi ile deldiği betonlar kategorisine girebilecek mi??

INTER (4-3-1-2): Julio Cesar; Maicon, Rivas (dal 1’ s.t. Cordoba), Chivu, Santon; Zanetti, Cambiasso, Muntari (dal 21’ s.t. Cruz); Stankovic; Adriano (dal 21’ s.t. Balotelli), Ibrahimovic. (Toldo, Maxwell, Burdisso, Figo). All. Mourinho.

MANCHESTER UTD (4-2-3-1): Van der Sar; O’Shea, Evans, Ferdinand, Evra; Fletcher, Carrick; C. Ronaldo, Giggs, Park (dal 38’ s.t. Rooney); Berbatov. (Foster, Fabio, Gibson, Nani, Scholes, Tevez). All. Ferguson.

ARBITRO: Medina Cantalejo (Spa) (assistenti Galdamuro-F. Miranda).

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails